Uleması ömrün; ulağı aşkın ve de seyrinde dünün bir başak gibi dolgun bir acı gibi doygun hicrinde sevdanın hicreti ölümün ve dokunulmazlığında göğün, s/onsuzluğa kanat açan bir günlük yaşamı ile kelebeğin o kısacık sürede bile kolaylıkla hayata tutunduğunun güncesi ve de ertesi iken acının boşluğunda saklı bir hoşluk misali acıyla örtündüğümüz kadar aşkla ihya olan evrenin alametifarikası…

 

 

 

Hazanla örtüştüm ve duyguları ve kılı kırk yardım

Aşktı idamem

Hazandı ikamem

İdraki ne mümkün, sevda ile boy ölçüşen ufacık cüssesi kelebeğin.

 

Bendim.

Biz olmanın muadili ise ben ve hayal kırıklıklarım.

Bizdim.

Beylik bir söylemden arda kalan

Ve siz olmanın tini;

Elbet yolu saygıdan ve sevgiden geçen…

 

Alametifarikası hüznün

Bir kâşif gibi çıktığım keşfin

Öncesinde saklı rutin gibi

Dikilesi sökükleri yüreğin

Noktalı virgül gibi

Yoksa bir ayraç mıydı sevmek, sevebilmek?

 

Açmaza düşen eşkâli kayıp yüreğin tininde saklı ne çok gerçek

Boykot ettiğim ömrün arka bahçesi idi cennet

Cehennem ateşinde yanan beden ve yürek

Kat izinde ömrün

Kalantor gölgelerden uzak

Beyazın nazına ve niyazına denk

Düştüğüm hüznün coğrafyası

Enseyi karartmadan yaşamanın meali

Bazen hüzün bazense sözün bittiği

Yerden yeniden başlamak

Bir avazda doğan yaşam ve ölüm

Tıpkı cereyan eden geceden firar eden

Işığın cengi

Hararetle yaşamak ne ki sevmedikten sonra?

Ya, aşk ne ki özlem çekmedikten sonra?

 

Sonrasız ve ütüsüz duygular

Renginden çıkıp da yola

Varamadığın bir son

Naftalin dolu bir çuval dolusu hatıra

Acıyı men edip de mutluluğa her kucak açtığında

Hüzündür reçetesi şairin

Hazandır reçinesi şiirin

Ve de tüten duman misali gözlerin

Yaşardığı ve yeşerdiği bir cinnet ki:

Olay mahallinde baltayı taşa vuran ormancı

Kurunun yanında yaşın da yandığı

Bir hikâyenin başkahramanı.

 

Aslında şairin saf tuttuğu bir hikâye

Şiirlerle örülü ömrü altın tepside sunan kalemin nezdinde

Sancılandığı şafağın

Saydığında yalnızlığı birden başlayıp varamadığın

Nihai dolduruşu hayatın

Kaza eseri yediğin kurşun

Yok yere canından olduğun

Varsın olsun

Kurşun ağırlığında acıların

Ne de olsa canın yandığı kadar insanın

Yakardığın kadar yakınsın hidayete.

 

Aşkla devinen yüreğin hicreti

Ve nasıl ki kul, düşkün Rabbine

Varsın olsun geçirdiğin cinnet

Yaşadığın yaşattığın kadar yüreği cennet

Bahçelerinde baş veren o tomurcuk

Ne de olsa ilahidir hayatın, kaderin sana tuttuğu ışık

Yarınlara ve umuda namzet

Rotansa illa ki hidayet

Aşk ile pişti mi yürek…


( Aşk Ne Ki Özlem Çekmedikten Sonra... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 22.03.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.