Engebeli bir arazidir yürek aslında
yalnızlığın arazında çarpar ve titrek ışığında masumiyetin şiirlerdir yazdığı
ağıtlar ve o lahit ki: yalnızlığın pervasızlığında takılı kaldığı pervazdan
sökün eder tek tek savururken sessiz çığlıklarını öykündüğü aşka dair rahmettir
aslında maruz kaldığı lanet.
Bir bilinmezdir hicretinde göğün
Yandığıma da kefilim, hafız.
Bir renktir karanlığın ifa ettiği
Sevdiğime şahit yüce Makam.
Hırlı mıdır hırsız mıdır yüreğin
sakinleri?
Hırlayan köpekte dahi görebildiğim
sahici sevgi
Azat edilesi bir iklim
İkiletmeden sevdiğim nasıl da belli.
Şandır şaşalı mazimde esen
Şendir sesim yansa da içim
Semazen evrenin solgun neferi
Bir şiir daha diktim dikeli
Elbet hüzündür ekin mevsimi
Sonlandıran laneti yandıkça göğün
yıldızı
Sevdiren her insanı her iklimi
Sevecen bir maruzatla baş koyduğum
yolda
Seferi tanığıyım istikbalin
İrademle yendiğim kötülükler ve ölü
nefsim
Solduğum kadar soluduğum yer gök
Sevdiğim kadar nefret bileyen düşman
ve lanet
Sayısı bilinmez yenik düştüğüm
savaşların
Gel gör ki: başım dik
Nasıl da ayaktayım
Mealimdir şiir
Meramım Allah katında saklı bir
rüzgâr
Ki içime estiğim kadar
İçerlediğim ahvalim
İçtimada gün ve gece
İman gücümde saklı her duygu her hece
İtirafı zor olsa da mümkün
Aşkla doğdum ben aşktır zafer
bildiğim
Zerre de kuşkusu olmasın insanların
Ziyadesiyle emek verdiğim dirsek
çürüttüğüm
Yağarım usul usul
Yağdırırım da, hafız
Yağmalandıkça ruhum
Nurlardır eşlik eden saklı tuttuğum
her niyaz
Elbet muteber ve muktedir
Yağız atlı bir gölge değil
Yağmurun cilvesi
Islandığımsa malum
Islaktır kalemin her hecesi
İfa ettiğimden de öte
İtibar görmek temennim
İnfazım da mümkün
Acılardır ve kanıksanası nice duygu
İdrak ettiğimden öte
İntikal eden gün ve gece
İrtibat kurduğumsa üst Mahkeme.