Dış Siyaset Karşı Siyaset

DIŞ SİYASET KARŞI SİYASET


DIŞ SİYASET KARŞI SİYASET

En iyi savunma taarruzdur. Bu kural akıldan hiç çıkarılmamalı. Ülke siyasetini elinde tutanlar için altın kural bu. Bu unutulursa dava baştan kaybedilir.

Devletler artık dış cephede savaşmıyorlar birbirleriyle, içte cephe açıyorlar. Ordular savaşmıyor artık. Terör örgütleri devletle savaşıyor. Aslında terör örgütleri vasıtasıyla devletler birbirinin hesabını görmekte.

Ülkeler iç dinamikleriyle zora sokuluyor, elde edilmek istenen sonuçlara ulaşılıyor. Düşmanını mı zayıflatacaksın bir terör örgütüne destek ver, terör örgütü bulamadıysan kurdur bir terör örgütü, destekle, her işini onunla gör. Senin askerin yerine o örgütün gönüllüleri ölsün. Senin ordun zarar göreceğine o örgüt zarar görsün. Bütün örgütlere destek ver, hatta birbiriyle savaşan örgütlere bile.

O da yetmez; düşman ülkenin iç dinamiklerini ele geçir. Medyasını satın al. Aydınlarını kirala. Hatta askeri erkânı ele geçir, onları siyasilere karşı konuşlandır, sonra da istediğin gibi kullan, istediğin gün ve yerde, hatta istediğin şekilde. Bütün bu argümanlarla savaşlarla elde edemeyeceğin neticeyi al.

Bu gün büyük devletlerin yaptığı tam da budur. Gerek ABD, gerek AB, gerekse ÇİN ve Rusya hep bu şekilde hareket etmekte, hatta buna Japonya’yı, İran’ı da eklemek gerek sanırım. Gelecekte büyük devlet olmak, oyun kurucu olmak istiyorsa Türkiye’nin de yapması gereken budur.

Yıllardır söylenir durur; Alman vakıfları ülkemizde bir takım sivil toplum örgütlerini destekler. ABD Soros vakıflarının da yaptığı tam budur. Dünyanın her yerinde faaliyet gösteren vakıf ve derneklerin, harici sivil toplum örgütlerinin o ülkelerde yaptığı budur. Ayrıca o da yetmeyeceği için istihbarat kuruluşları, kontrgerilla örgütleri hep bu işler için çalışmaktadır. CIA, Gladyotik yapılanmalar M15’ler ve daha bilmem hangi örgütler bu işin içindedir.

O halde yapılması gereken aynı taktiği kullanmaktır. Yurt içi istihbaratı FBI tip bir örgüte devrederek MİT’i bu şekilde konuşlandırmalı. Ayrıca bir takım vakıflarla, TİKA gibi kuruluşları da ilaveten devreye sokmalı. Bir takım sivil toplum örgütlerini kullanarak, düşman ülkelerde kendilerine uygun kişi ve kuruluşları destekleyerek yönlendirmeli. Düşman ülkelerde terör odaklarını harekete geçirmeli, desteklemeli ve kendi planları çerçevesinde kullanmalıdır.

İşte yapılması gereken ilk hamle bu. Süper devlet olmanın yolu ihracatı artırmak, ekonomiyi güçlendirmekten çok bu yoldan geçer. Bu yol muhakkak takip edilmeli, güçlü devlet olmanın, süper devlet olmanın, oyun kurucu olmanın kapısı aralanmalıdır.

Gerek IŞID, gerek BOKO HARAM, gerek HİZBULLAH, gerekse PKK VE DHKPL-MLKP bu tip örgütlerdendir. Bu gün PKK’nın% 15’inin Rus olduğu, ABD’nin Deaş’ın kuruluşunda bizzat rol oynadığı, El-Kaide ve onun türevlerinin bölünerek çoğalmasında ABD’nin rolü iyi tahlil edilirse bu gerçek daha iyi anlaşılır.

Bu gün Türkiye içindeki terör örgütlerinin faaliyetleri dış güçlerle irtibatlı olduğu açıkça anlaşılmıştır. Yalnızca bu değil hatta Afrika’daki BOKO HARAM, Afganistan’daki El-Kaide, Suriye’deki EL-Nusra, Irak ve Şam’da devlet kuran Deaş benzeri kuruluşların yabancı devletlerin emellerini gerçekleştirmek için kurulmuş ve desteklenmiş örgütler olduğu düşünülürse yapılması gerekenin ne olduğu daha iyi anlaşılır.

Eğer bu gün ülkenin doğu ve batısında, başkentinde terör eylemleri yapılırken, bu eylemlerin arkasındaki ülkelerin içinde bir eylem yapamıyorsan senin bu eylemleri durdurma şansın yoktur. En iyi savunma taarruzdur. İşte altın kural budur.

Eğer Rusya PKK’yı kullanarak Türk devletini zora sokuyor, Türkiye Çeçen savaşçılarına destek verip Rusya’ya bir ders veremiyorsa vah bizim halimize…

 Almanya ülkemizde gezi olaylarına destek verirken biz Almanya’da karışıklık çıkaracak bir örgüt bulamıyorsak vay halimize.

ABD Deaş kartını oynarken biz ZENCİ kartını oynayamıyorsak vay halimize.

 İsrail, gerek Deaş, gerek PYD ve PKK ile her türlü belayı başımıza sarıyor da biz Hamas’la karşılık veremiyorsak vay bize.

 İran bizim içimizdeki tüm terör örgütleri desteklerken biz onun coğrafyasında koskoca güney Azerbaycan dinamiklerini harekete geçiremiyorsak vay halimize.

Daha başka bir şey demeyeceğim.

Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 2.12.2015
( Dış Siyaset Karşı Siyaset başlıklı yazı EDİP GÜL tarafından 23.05.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.