Sahralara düştüm ya Resûlallah.
Gözyaşı dökerek, gittim izinden.
Yağmur olup taştım ya Resûlallah.
Ümmetinim ama günâhım çoktur.
Yine de bu dünya gözümde yoktur.
Kalp hidâyet ister, gaflete toktur.
İşte sana koştum ya Resûlallah.
"Habibimi sevin..."
demişti Rahman.
Aşkınla dolmalı her geçen zaman.
Şifâ vermez bana en büyük lokman.
Ben seninle coştum ya Resûlallah.
Kiminin derdi çok kimininki az.
Kimi de dünyaya kapılmış biraz.
Erenler almamış, zerre kadar haz.
Bu düzene şaştım ya Resûlallah.
_/' İbrahim Halil MANTIOĞLU '\_
Miraç ya da Mirac İslamiyet'te
peygamberimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V) göğe yükselmesi vakasıdır... Arapça'da
kelime olarak yükseğe çıkma anlamına gelir ve merdiven anlamına gelen uruc
kökünden gelmektedir...
Mirac olayı hicretten bir yıl ya da
on yedi ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleşir... Olayın iki
aşaması vardır:
Birinci aşamada Peygamberimiz
(s.a.s) Mescid'ül Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür... Kur'an'ın
andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında "İsra" adını alır... İkinci
aşamayı ise Peygamberimiz (s.a.s)'in Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükselişi
oluşturur... Mirac olarak anılan bu yükselme olayı Kur'an'da anılmaz, ama çok
sayıdaki hadiste ayrıntılı biçimde anlatılır...