‘’Matematikten
pek anlamazdım ama insan acılarının nihayetinin sonsuzluk olduğunu biliyordum.
Yarım
kalan her şeye… Pazartesiye, cumaya, aşka ve nisan yağmurlarına…’’(Alıntı)
Tehlikeli bir
düşsün tetikleyici rahmetin uzamında saklı kaybolan gülüşüme bir çelme de sen
iken atan.
Siyahi yorgunluğu
gecenin.
Dinmez efkârı tüten
bacanın tıkanmış borusu.
Ve koru
yalnızlığımın yine de yine de:
Bununla sakit
olsun, diyebilmekle iştigal belki de altına imzamı attığım her şiir bir akit
değerinde ve ruhumun akidesi aşkın azadesi nemli yüreğimin anbean tırtıklanan
külliyesi.
Zanlardır yorgun
yolcunun apoleti ve zamlı tarifesi hayatın:
Ne sudur bedava
olan ne de hava.
Ne yalandır ne de
dolan, düşlerin eşkâlinde saklı iken gerçekler ve işte şairin gerçeği ve tek
gerekçesi: yazmadığında nasıl da kırılır kolu kanadı.
Bu gün bayrammış
meğer: kaç bayt hazne kaldıysa sevgi denen hazinenin bitmediği kaçsa tetiklenen
düşlerimin erdiği kap kaça uğrayan hayallerimde demlenen şiirin tini.
Her bulut umuda
öykünen.
Her renk solgun her
renk düşkün her renk yorgun en çok da beyaza kıyan zalim ve neferi:
Akça teninde şiirin
öbek öbek dizeler.
Karaçalı misali
tartaklanan ilham.
Bir perde ise
arkada uçuşan.
Ve ölümün deştiği
en çok da şairin nazlandığı azımsansa bile azığı iken şiir öykünse dahi ölüme
yaşama tutunmanın diğer adı elbet şairin naif kalbinden yazılası şiirlerden
ibaret.
Bir ibre iken sair
imge.
Bir İlah ise esen
ilham.
Bin bir gecenin
Sultanı, sergüzeşt makamın tek sahibesi elbet Şehrazat nasıl ki aşka düştü ve
aşk nasıl ki gözden düştü.
Umarsızdır esen rüzgâr
ve katıksız elbet hibe eder dünün.
Huysuzdur şair ve
uyumsuz ve uykusuz ve sıra dışı:
Ulak bildiği nasıl
ki kalemi ve uyaksız şiirlerinin akıbeti.
Sözdür uçan kalansa
yazı ve şairin yası.
Dizelerdir
dizlerinin bağının her çözüldüğünde ve şakıyan ilham perisine geçer sözü sadece
ya da ilhamın dürtüsü ikazı evrenin sol şeritte oyalanan bir devinim ve
dervişin fikrine riayet eden zikrinden sorumlu iken kalemin yaz dediği…
Ulur gece.
Uyumaz düşman.
Su uyur sessizlikse
buyurur.
Kaynakçası
sözcüklerin ne de olsa kalburüstüdür şairin yüreği ve ruhu ve işte yüzüne inen
nuru, şiir b/eller şairin üslubu aslında rücu eden şairin tek kusuru sevgiyi
dilenen bir meczup bir yıldız ve seferi yolculuğunun külünden doğar şiirler.
Hayallerdir elbet
şairi terk etmeyen gel gör ki bir bir çalar insanlar oysaki şair uykusunda bile
hayal eder göreceği rüyaları azat edilesi değil afaki hücresi ve havsalasından
taşar düşünceler.
Bayat ekmek tadında
saklıdır şairin şükrü ve sabrına delalet yaşadığı hayatınsa tek lüksüdür yazmak
ve yanmak.
Bazen ağdalı.
Bazen mesafeli.
Lakin her daim
sevgiyle büyür ilhamı ve sevgiyle eşleşir sözcükler.
Seyyah gezegenin
seferi yolcusu minnet etmezken şair mimlenir de bir ömür imha etmek adına zulmü
ve kötülüğü mazlum varlığında kayıtsız da kalamadığı kadar zalime:
Şair ki bir meczup.
Şair ki bir çocuk.
Şair ki hidayetin
eşiğinde.
Şair ki sıvazlarken
sırtını Rabbi.
İdam mangası hazır
ve idam sehpasına dizili sözcükler ve işte verdiği her mola yeni bir şiire gebe
en çok da sus payı söylemlerde hırçınlaşır şair ne de olsa sınandığı iken
sessizlik ve işte en sesli çığlığını atar kalbi ne zamanki eli uzansa kaleme ve
terbiye ettiği nefsine verdiği emirler:
Yaz, diyen.
Sev, diyen.
Yoksunluğuna rağmen
kalabildiği kadar ayakta ve hayatta ve nefesi tükense de bitmez ruhundaki
izdiham ve Rabbinden derli toplu bir ölüm ister yaşar ne de olsa dağınıktır
kalbi ve yatağı ve ruhunda fink atar rüzgâr daha da çıkmaza girer daha da
dağıtır etrafını, d/ağlanan kalbine d/okunan her kelime İlahi Rüzgârın
esintisinde kâh şiir olur düşer yola kâh hikâye olur konar hikâyenin
kahramanının omzuna.
Öyküler bir de
öykündükleri.
Bir mızrap ki
ortadan kırılmış bir mızrak ki yüreğine saplanmış ve dolan miat:
Çökkün omuzlarının
apoleti ve sağdıcı ve tek muradı dillenir yürek kemale erecektir şair eğer ki
kapatıp da gözlerini sonsuzluk uykusuna dalsa ve daldığı derinlerden yazarak
çıkar feraha dibi görse bile defalarca gün yüzü görmeye meyyaldir kulağına
fısıldayan ilham ve sergüzeşt bir ikramdır adı konmamış duyguların ve
kıblesinde saklı hayallerinin de neferi olmakla idame ettirir hayatını mademki
tutamağı hayata yazdığı şiirlerdir, Rabbi ol, dediği kadar olmazın olurudur
içinden geçen kabul görmek adına Allah katında yeter ki vadesi dolana değin
kalem söylesin yürek yazsın…