Varlığın çöküntü dizeleri hele ki
dizlerinin de bağı çözüldü mü yalnızlığın ve gök kubbede misafir düşleri tüm
yüreği ile ve inancıyla ağırlayan şaire dair bir hüzün reçetesi: komplimanlar
sunmuyor artık bana Tanrı ve yetimliğim kadar yetemezken cihana öksüz kalmamak
adınadır tüm çabam ve yaşamımın renkleri benden bir bir çalınan lakin…
Ben tüm ama tüm renklere tekabül
ederim, hafız
İçimde nemlenen yetmedi namımın alıp
yürüdüğü:
Hem ne çıkar dönmüşken bir enkaza
Çürük düşlerin kurutulduğu
Bir ip gibi
Sarmalında hüznün göğüme sadık bir
kuş
Göğsümde yatan bir aslan
Yatıya kalsa ne ki hüzün?
Debdebelidir
İçimde esen o izafi rüzgâr
Rengârenktir de tülüm
Tüy hafifliğinde kalbim
Tükense de nefesim
Tükettiğim varsa yoksa izzet-i nefsim
Bir hamlede yıktım putları
Kat izinde hüznümün
Sınandığımın ertesi
Belki de bir pot kırmıştım
Sevdiğim kadar afalladığım
Sevemediklerinde dahi yanaşmadığım
İnsan izlekleri
Ve kurutulmuş çiçekler misali
Ben evet, ben arasındayım iki
yaprağın
Kurutamadıkları gözyaşımla
Suluyorum içine gömüldüğüm toprağı
Çeyizimi sel aldı
Bense en nazlı isteksiz gelin misali
Tülümden sökün ederken dualarım
Kimine göre bir yenilgi
Ağırlandığım sofranın en ağır
Konuğu iken
Bir de yok mı kodaman hayallerim
Bir nebze de olsa sevmelerinin
beklerdim
Varsın yok sayılayım
Nezdinde insanların
Yokluk ne ki ya da var olmak?
Bu gün varız yarın yok madem
Gözü tok bir sevap işledi mi de ruhum
kalben
Danıştığım yüce İlah
Aşkın Merkezi
Aşkın Mektebi
Yokuşlar çıktığımın ertesi
Alaşağı edilmiş olsa bile insan
izlekleri
Baştan savma yaşayanlara inat
Ve de tükenmeyen hüznüme ve umuda
biat
Kök hücremden sökün eden
O bayat tat:
Ne çıkar ne çıkar?
Bandığımsa ekmeği hem kuru hem bayat
Elbet kalbime.
Gel gör ki
Vicdanımın en leziz tarifi
Kıtladığım şiirlerle hemhal
İzahı yok da bazı şeylerin
Tüten duman
Tükenen beden
Türediğimse aşkla yeniden
Çarmığa sarılı işte kalemim
Beti benzi atmış imgelerin
Üstüne yemin ederim:
Ben ne şairim ne sıradan ne de top yekûn
Firar ettiğim kadar sözcüklerden
Topa tutulduğumsa aşikâr
Ve de taşlandığım
Gel gör ki:
En endamlı taçtır bana yakışan
mademki
Ezeli ve ebedi bir Sevgi
Bir kilit ki açamadığım öncesinde
Bu İlahi Aşkın da her zerresinde
Sözcükler ve Kutsal Kitabım
Kusurlu addedilense sefil yüreğim
Saf kan ihaneti beşerin
İhtimaller zincirinde bir kez daha
ölüp
Yeniden açacağım
Yüreklerin nezdinde saklı tutulası
dikenlerimi
Elbet kalemimle batırdığımdır ruhuma
ve kalbime ve bedenime
Araf’ta saklı ve tetikte benliğim
Nefsimi terbiye etmekle iştigal
Varsın katledilsin rüyalarım
Varsın son bulmasın hüzünle iştigal
Hayatın merkezinde uçuşan kalbime de
son ikazımdır,
Artık nasıl seviyorsam alabildiğine
Koşulsuz ve katıksız bir aşk masalı
ki
Bin bir gecenin hem Yıldızı hem
Şehrazat’ıyım
Ödediğim bedeller neticesinde
Sarmalında bu acımasız hayatın
Semazeni imgelerin
Semiren hüzün ve umut reçetem
Asılı kaldığım ise Araf’ın yıkılmayan
Kale duvarları ve kalemim ve ben
Bir ben var ki içimden sökün
edecekken
Nicesi…
Katıksız ve sabırsız
Kabul görmesem ne ki insanların
nezdinde
Sonlansa bile masalım
Şiirlerim ve dualarım ve kale
duvarlarım
Korunduğuma biat Rabbin Dergâhında…