8-
“
MUCİZE
KARINCA
”
———
Veee…
Aşk’a
Varınca…
Deveyi
Güreşte…
Yener
‘O’
Karınca!
Ve
Böyle
Olunca
Başlar
‘O’
Hikaye
:
———
:
——————
Sonra da
muradına
varınca
bizim
‘O’
karınca;
Yani kavuşunca aşkına, yarine, yarenine…
“Hem hal, her hali hoştur yav bu sevdanın” deyivermiş…
Deyivermiş amma aklına da gelmiiiiişşş…
Gelmez olaymış…vay…
“Rabbim ya beni bu büyük sözümle sınarsa” diye de düşünmüş…yani…
“Sevdanın hiç hoş olmayan halleri acep başıma gelir mi” diye de düşünmüş…yani…
Ama…
Ama…
Ama uğruna; yayan; dağlar, tepeler aşmak gibiymiş…ona göre sevda;
Sırtında bir koca insan somunu ekmek taşımak gibiymiş…O’na…ona göre sevda…
Bazen de abartıp…dağları, tepeleri yarmak gibiymiş…Onun için…
Bazen de abartıp, fırıncı karınca olma hayali kurmak gibiymiş…
Hep karnı güzelce doysun diye sevdiğinin…
Ya da belki çiftçi karınca olunur ha…
Ya da belki dağın birine ad soyadlarını yazdırmak da olabilir…o gün…
Belki bir evlilik teklifi…ha?…en görkemlisinden…
Dağa yazmışsın şöyle kocaman…
:
“ B E N İ M L E E V L E N İ R M İ S İ N ? “
…
Ve
Helikopterle
dağın karşına getiriyorsan
sevdiğini…
Karınca:
++İşte bunlar…
İnsanlar için imkansız değil!
Ancak tabi pek azı
Yapabiliyor böyle şeyler…
Yine de insanlar için imkansız değil!
Ama karıncalar için imkansız!
Ama karıncalar için imkansız!
++İmkansız, çünkü…
Biz karıncalar nasıl helikopter yapalım?!
Nasıl helikoptere binelim, nasıl çalıştıralım sürelim?!
Nasıl o süprizi hazırlayalım, hazırlatalım…
Ama!
Kader…
Bilinmez…
Belki…
Bir gün, bizler de…
Sizler gibi akıllı canlılara dönüşürüz…
Küçük, çalışkan, akıllı canlılar…
İnsanlar gibi akıllı canlılar…
Düşünsene, konuşmayı söktüğümüzü!
Sizlerin dillerini, sizler gibi konuştuğumuzu…
Sizlerle birlik olup…
Sizlere faydalar sağlayıp…
Sizlere hakiki dostlar olduğumuzu…
Köpekler yaptı, yarım yamalak da olsa…
Belki biz de yaparız!
Kediler de yapıyor az çok işte…
Belki de sıra bizde!
Hemde en okkalısından!
En okklasından yaparız belki!
++Ben eğer bir karınca olarak;
Deveyi güreşte yenen ‘O’ Karınca olarak hem de;
Şair kardeşim, sana…
Çok çok iyi dost olurum, var ya…
Var ya…
Hiçbir zaman
Hiçbir şekilde
Yalnız hissetmezsin kendini…
Ve üstelik hiçbir konuda ve konumda,
Hiçbir makamda…
Ya da…
Hiçbir makam karşısında…
++Ve senin bu hayalin…
Yani karıncaların insanlarla konuşması…
Onlara dost olması hayalin…
İnan!
İnan ki!
Bir gün gerçek olacak!
Ve gerçek olduğunda…
…
…
…
Ve gerçek olduğunda…
Konuşan ‘O’ karınca diyecek ki:
——
“ Deveyi, güreşte ben nasıl yeneyim şair? “
…
…
…
——————
—————————
…
—Belki eksik bir gerçek olur…
Belki yanlış bir gerçek…
Ama benim hayvanlar üzerine
Tezim şu:
Kesinlikle zaman geçtikçe
Bizlerle yakınlaşmak isteyecekler…
Hepsi sıra sıra…
Üstelik ‘hepsi’ sıra sıra…
Belki birbirlerinden görerek…
Birbirlerine imrenerek ya da…
Bizlerden ve birbirlerinden öğrenerek…hatta…
—Hatta en vahşi olanlar bile
Anlayacaklar…
İnsanlarla yaşamanın daha kolay olduğunu…
İnsanlarla dost olmanın onlar için iyi olacağını…
Ve insanların onları çok sevebileceğini…
Git gide daha da çok seveceğini…hatta!
Ve belki de böylelikle;
Hayvanların günümüz doğası üstü gelişeceğini,
Belki birçoklarının, elbette ki konuşabildikleri belli seviyeye kadar…
Ama…
Konuşabildikleri kadar konuştuklarını…
İnsanlarla şimdiye nazaran daha ileri düzeyde iletişim kurduklarını…
…
Görebilirsiniz, gelecek nesil…
Keşke ben de görseydim bunu be!
Keşke, o çağda yaşasaydım!
…
Tekrardan doğmak istiyorum!
Ama çoooook ileri çağda yaşamak istiyorum!
Hayvanların konuşmaya başladığı çağda!
…
—Ve
Çok olmadı daha…
Bir kedi sahiplendim…
Adını Gumball kattım.
O bir İngiliz Kedisi…
Yani British…
Tüyleri beyaz ve açık gri…
Atletik bir kedi kendisi…bu arada…
Vücudu; zayıfla, tam kilosu arasında…bir görünüşte…
Şu an 750-800 kilogram civarında…O…
Ve 2 ay 25 günlük falan olmalı…
O, “GUMBALL…”
Onun en yakın arkadaşı ise “DARWİN…”
Darwin, Yağmur’un kedisi…
O bir Scotish…
İskoç…
Tüyleri koyu gri…
Gumball ve O yan yanayken…
Gumball’a, beyaz olan,
Darwin’e, gri olan diyoruz….
Ama aslında Gumball da gri,
Beyazdan daha çok gri…
Ama açık gri…
Ve…
…
Evet…
‘O’ çizgi filmi izleyenler bilir…
Neydi öyle…o ilk bölüm…
Neydi….
Darwin’in Gumball’a ulaşmak için verdiği o mücadele…Neydi…?!
…
Sevgi neydi??
Sevgi…
Umuttu….
Sevgi…
Fedakarlıktı…
Sevgi dostluktu…
Sevgi aşmaktı yolları onun uğruna…
Aşmaktı zorlukları onun uğruna…
Aşktı…
Hissetmekti…
Kilometrelerce öteden sesini işitmekti belki…
Kokunu duymaktı…
Ve belki “EVRİM’di”…en sonunda…
EVRİM…
—Gumball!
Darwin!
Çocuklar size enfes bir mama hazırlıyorum!
Ve çok sağlıklı!
Ve çok besleyici!
Bu mamayı yedikten sonra da…
Evrimleşip, konuşmaya başlamazsanız var ya…
Yuh size!
Ama inanın…
İnanın çocuklar…
İnanın sizi öyle çok sevmek istiyorum ki!
Sevmekte baya bir abartmak istiyorum!
Bir evcil hayvan ne kadar sevilebilirse…
Ondan kat be kat daha çok sevmek istiyorum!
Abartmak…istiyorum!
Ben abarttıkça…
Ben sevdikçe…
Siz de abartın, siz de sevin…istiyorum!
…
Çizgi filmdeki ‘balık Darwin’ gibi
Hissedin sevgimi…istiyorum…
Hissedin ve evrimleşin…istiyorum hatta…
Çok mu şey istiyorum ha?
Çok mu şey istiyorum…?!
—‘İlk kez
bir insan dilini
ve
insan gibi
konuşan
ilk canlı…’
…
O siz olun istiyorum işte!
Tarihe geçen hayvanlar siz olun!
Haydi Gumball!
-Ba
Ba
-Ba
Ba
-Ba
Ba…
Baba de oğlum…
-Ba
Ba
-Ba
Ba…
Haydi Darwin!
-An
Ne
-An
Ne
-An
Ne…
Haydi kızım…be…
-Ann
Ne
-Annn
Ne
-Annnn
Ne…
—Bak karınca sizden önce konuşacak, ha!
…