Bir önceki bölüm finali
-Bir yanda olmayacağını bile bile, umutsuzca aşk dilenen, sefil, ezik, hamamoğlanı bir yancı
Bir yanda, ona hastiri çekip, tüm ruhu, bedeni, kalbi ve duygularıyla canoğlan'ı
arzulayan Leydi
Ve aşk vadilerinde, sevda okyanuslarında, tutku yangınlarında, şehvet girdaplarında
Nem salmış yiğit, mert, delikanlı, cesur bir adam
Olaylar bundan sonra nasıl gelişecekti?
Canoğlan'ı her saniye, her dakika, her saat her gün daha da fazla isteyen
Onu adeta havası, suyu, ekmeği, aşı, yazı kışı, baharı, yaşam kaynağı olarak gören Leydi
"Dilediğin kadar acıt canımı aşkım, acıtan yeter ki sen ol, ben acıyı severim
Hele ki acı senin ellerinden gelirse" diyerek
Ağlak ezik yancıya, tokat üstüne tokat vurup, hastiri en alasından çekiyordu.
Anlamıyordu yancı
Günde yalakalık içinde 196 şiir yazdığı
Alçak sürünüşle taklalar attığı
Salya sümük ağlayıp yalvardığı
Uğrunda yüzsüzlüğün diplerine yuvarlandığı Leydi
Neden onu değil de, canoğlan'ı seviyor
Her geçen gün bitmez tükenmez bir aşkla ona biraz daha bağlanıyordu?
Anlamıyordu.
Bunda bir sır olmalıydı
Canoğlan alt tarafı, karizma sahibi
Her konuda Múthiş yetenekli
Kadın ruhundan anlayan
Delikanlının hası, erkekliğin ve aşkın kitabını yazmış
Zeki bilgili kültürlü
On numara beş yıldız bir adamdı, o kadar
Sevilecek neresi ve nesi vardı?
Leydi mütemadiyen "uzağımızdaki dağlara götür beni aşkım
Yolda da istersen canımı yak, ben vasabiyi, şili biberini, bol acılı ciğ köfteyi bile
Sırf seni hatırlatsın diye yiyorum, çünkü seni ve acı çekmeyi çok seviyorum" diyerek
Onu durmadan taciz ve tehdit eden yancı'ya subniminal mesajlar gönderiyordu.
Peki yancı ne yapmalıydı?
Kaç asır daha yalvaracak
Karı gibi ağlayacak
Taklalar atacak
Daha kaç gece
Seksi iç çamaşırlarına, peruklara, makyajlara, kombinezonlara, ağdalara boğulacaktı?
Bir şey yapmalıydı, bir şey
Ama ney?
Aman aman aman ey
Halım yaman hey
Biz yine çırak kalmışız
Canoğlan kadınları sıraya dizerken hey
Şarkısını mırıldanıp
Bahtsızlığına yanıyor, öfke ve kıskançlığından
Kudurdukça kuduruyordu.
Canoğlan, sürekli "canımı yak, acıt beni" diyen Leydi'ye
"Ben aşk ve gönül adamıyım, son derece nazik ve kibar bir erkeğim
Asla kadınların canını yakmam"deyip, şefkatle ve sevgiyle onu kucaklıyor
Yeni doğmuş bir bebek gibi sarıp sarmalıyor, arasıra yanağına utangaç ve masum
Öpücükler konduruyordu.
"Keşke" diyordu yancı, "keşke"
"Yine gitseydin de, beni de yanında götürseydin
Ben canoğlan'la sizi fazla rahatsız etmez
Kapı eşiğine, merdivene, kömürlüğe filan kıvrılır yatardım
Bir kap mama, bir tas su yeterdi
Size fazla yük de olmazdım
Şimdi kim sığdıracak yağmurları avuçlarıma
Ah minel aşk, geçti baharın faslı
Canoğlan sapladıkça saplıyor bıçağı böğrüme, hem de paslı.
Leydi
Bu deli
Bu çılgın
Bu hiçbir kalıba sığmayan
Bu sempatik
Bu seksi
Bu vücudu kas yığını ama kalbi pamuk gibi yumuşacık adamı
Deliler gibi, ölürcesine seviyordu
Kalbine söz geçiremiyor, ondan vazgeçemiyor
Ölene kadar onun kollarında olmak istiyordu
Ezik yancının aba altından sopa göstermeleri
İncir çekirdeğini doldurmayan tehdit ve şantajları
Kadınsı bir edayla, kadınca, kadın kadına tacizleri kaç para eder di ki?
Derhal bir yolunu bulup
"Acıt beni, yak beni, yak yak yak
Ne güzel canımı yakıp acıtıyorsun, bir tanecik aşkım
Çılgın sevgilim, vazgeçilmez erkeğim" diyen Leydi ile
Ona gülümseyerek "Yakarım bak canını, seni yaramaz cilveli, tahrik etme beni"
Şeklinde cevap veren canoğlan'ı ayırmalıydı
Peki yapabilecek miydi?
Nah yapardı, o önce adam olmayı, erkek olmayı, gururlu, onurlu olmayı öğrensindi
Karı kılıklı ebleh güdük. İdi,
Devam edecek...
