Kuşkulu bakışlar arasında aşk
Kapı ardında şüphe yasta
Mevsim ikiyüzlü ve kalender
Ciğerlerim üşüyor seni y/anmaktan...
Sadakası kesik sabahlar gülüşlerinden mahrum öksüz
Nefesin çığ gibi nefesimde büyüyen efkâr
Tevazu giysili çehren siyah beyaz veryansın
Sevmeyişin soluk kahverenginden gül
Yüreğinde hatırlanmamak yeşil kıvamında zehir zıkkım…
Mum hüznü akşamların aydınlığında kayboldu şiirlerin zarafeti
Aşk vebasından kırıldı gökkuşağı
Kıyamet t’adında hasretin…
Gönlüm dalına bağladığımdan beri şalını
Gül hüzünlü sokaklar tiryaki adımlarına
Dilimde dilsizliğin serenatları
Dilsiz olanların sesinden sığınıyorum hüznün sükûtuna
Tutuştukça sana boynu kırıldı cümle hislerimin
Ey mavi ve siyah..!
Dağlandı ruhum kalbi hasretinden...
Rehin bıraktığımdan beri kirpiklerimi gözlerin rengine
Kafdağı mahcup kederini yüklendi gülüşlerim…
Riyasız bir günün ardında eşiyor çelenk kokulu sohbetin gönlüm yüzünü
Beynim iflasın eşiğinde
Hasret yankısında yakamızda karanfiller
Asırlık yangınım kelebek kanatlarla yolcun
Ömrüm örtülü gülüşlerinin emanetinde ah u zar
İnsaf et darağacım
Solmadan ömrüm baharı ihtimal ver bir kez yüreğime…
20241127
1123
En evvelinden ben sana kürek mahkûmu…
(
Lal Serenatlar başlıklı yazı
ömer altun tarafından
27.11.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.