Yıl "bindokuzyüzatmışlar" köyümüzde düğün vardır ve Kırşehirden çalgıcı (Müzisyen) Abdallar gelmiştir düğünü şenlendirmek için.
Bizim çalgıcı Abdallar akşama kadar düğünde Davul ,Zurna, Bağlama ,Dümbelek (Darbuka) v.s . ile epeyce ortamı şenlendirirler. Akşam ezânı vakti yaklaşınca da toparlanıp hep beraber, o devirde köyün ağası olan "Karamolla Ağa"nın evine giderler. Çünkü "Ağa"nın özel misafir odasında, yemeğe davetlidirler.
Dört-beş kişilik çalgıcı grubu odanın kapısına varıp, içeriye buyur edildikten sonra Karamolla Ağa'nın genç delikanlı yeğenleri sırayla "hoş geldin " ederler ve hemen hizmete koyulurlar.
Sofralar kurulur. etlisinden sütlüsüne, tatlısına kadar yemekler gelir. Yenilir içilir .
Bizim gariplerin de gayet keyifleri yerindedir. Kendi aralarında küçük harflerle ufaktan ufaktan sohbete
dalmışlardır. Ara sıra da Karamolla Ağa odaya girip, ''bir ihtiyacınız,eksik-gediğiniz var mıdır?'' Diye sormaktadır.
Kırşehirimizin medar-ı iftihârı Abdal ,çalgı ustalarımız ,Ağa içeriye girip,çıkdıkça, Onun da duyacağı ses tonuyla
İnciler dizerler Karamolla Ağa'ya, gùya içeriye geldiğinden habersizlermiş gibi..
-Karamolla Ağam çok eyi adam.
-Ekmaa yiniirr ,suyu içiliirr.
-Naadar eli açık misafirperver vallaa.
-Bekk daarli adamm daâl mi?Uşahlarr.
- Hee valla çooh hörmetli adam
V.b. cümlelerle,iltifatlar uzayıp gitmektedir.
Onlar odada keyifle çaylarını yudumlayadursunlar...dışardan, pencerenin önünden elinde bir ibrikle ağanın gölgesi geçer.
"Garip"lerden biri olan Dümbelekçi görür ve diğerlerine seslenir:
- Lööö!...Şşşş!..Uşahlar beri bahın bii!
Bir anda odada küçük bir sessizlik oluşur, merak ederler.
İçlerinden biri :
-Ne diyon emmoğlu!
Dümbelekçi:
Pencerenin kenarından balkona bakar ve der ki!
- Ağa elinde ırbığıınan dolanıyo balkunda vallaa!
En yaşlıları olan, Davulcu Abdal:
- Essah mı diyon laa.
-Nöörecamişkinee....Bi bahh hele ,git de!
Yaş itibâriyle en küçükleri olan ,Dümbelekçi Garip ,usulca Ağanın yanına doğru gider. Bir de ne görsün! Karamolla Ağa balkonda abdest almaktadır.
Dümbelkçi Garip ,ağanın yanına sessizce yaklaşır,bir-iki dakika seyrettikten sonra :
-Ağam nöörüyonn...der.
Ağa,pek de yumuşak olmayan hafif, sert bir bakışla:
-Abdest alıyomm
Dümbelekçi:
-Abdesi nöörecaan gurban olduğum Ağamm
Ağa:
- Namaz gılacaamm ...
Dedikten sonra, biraz duraksar,...asık bir surat ve emr'der gibi bir üslupla,
der ki:
-Siz de abdest alacağınızz
Dümbelkçi:
-Nörecaazz abdesi ağamm!
Ağa:
-Namaz kılacaanızzz.. der.
Durumu anlayan Dümbelekçi Gâribim, acele adımlarla odaya döner. Odadaki diğer ustalar bir yandan çaylarını yudumlarken, bir yandan da Karamolla ağayı meth'etmektedirler hâla.
Dümbelkçi: Canhıraş ,ince, tiz bir ses tonuyla odadakilere seslenir:
-Ula beri bahınn bizim uşahlar! beni diiğneyiin bi dakka!
Davulcu :
-Nooldu? ..diiniyokk emmoğlu ..
Dümbelekçi:
-Abdess alacaamıssıkk...
Zurnacı :
-Abdesi nöörecaaz oolumm...
Dümbelekçi:
-Namaz kılacaamıssıkkk..
Bağlamacı :
-Kim didi emmoğlu!
Dümbelekçi:
İşaret parmağını kaldırıp, elinde ibrikle balkonda dolaşan Karamolla ağayı göstererek,
-Aha şoooooo "kara zopcukk" didi, der.
Eee!..Ağalıkt da bir yere kadar....
Ne demiş Abdal Neşet Ertaş
"Zorunan gözellik olmuyo caanımm"
Saygılarımla..
Yazının hikâyesi:
Yazının kahramanları, Hacı Karamolla emmi ve
baş tacı , Kırşehirli, kıymetli merhum abdallarımıza bu vesile ile Allah'dan rahmet diliyorum. Hayatta olanları da
Saygıyla ,muhabbetle selamlıyorum.
NOT:
GARİP: Kırşehir Abdallarının mahlas'ı
DÜMBELEK: Darbuka