Otuz dairen var, bir kaç da arsa,
Ebed'e giderken götür ne varsa.
İmâm musallada bil ki! sorarsa,
"Yemedi enayi" denir varyemez!
Çalıdan tek farkın, bedenin yürür,
Cebindeki Akrep, acından ölür.
Kırk yıllık mintanın sırtında çürür,
Bilmeyen fukarâ sanır varyemez!
Avucundan sızan kiri yutarsın,
Müşterisi çıksa, Bitin satarsın.
Bir kör kuruş için cinnet tutarsın,
Şakağından akar, sinir varyemez!
Gârip sofrasına tepeden bakma,
Otur Ye iç amma! bir kullep takma.
Geçsin boğazından, saf helâl lokma,
Yoksulluk madalya,onur varyemez!
Kilitle kalbini, açma bir ömür,
Varlığın içinde, yokluğu kemir.
Olur ya...öteden gelirse emir,
Dikmediğin dalı, kanır varyemez!
Kurumuş pınarın, vicdân arkında,
Karıncalar bile,bunun farkında.
Nereyedir gidiş, Şeytan terkinde,
Olmuşsun akraba, dünür varyemez!
Ne ölüde oldun, ne de düğünde,
Hep kendini sevdin, küçük dağında.
Hâkiki varlığın,kader ağında,
Mâhşerde önüne, konur varyemez!
(
Varyemez ! başlıklı yazı
ali-gorgan tarafından
5.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.