Kağıt Para
Henüz beş yaşındayım. Her bayramda olduğu gibi o gün de babaannemin evi kalabalıktı. Annem ve halalarım mutfakta dört dönüyor, amcam ve babam enişteleriyle oturma odasında muhabet ediyor ben ve kuzenlerimse bir odaya çekilmiş sıcak-soğuk oynuyorduk. Benim doğduğum yıl amcam henüz beni göremeden işini yurt dışına taşıyıp orada yaşamaya başladığı için dört yıl aralıksız orada kalmak zorunda kalmıştı. Malum vatandaşlık alması oldukça uzun bir süreçti ve bunu aşması gerekiyordu. O zamanlar babam Kıbrıs'a, amcamın çalıştığı yaşadığı yere gidip geldiği için amcam da en sonunda beni görmek için bu sefer kendi izin alıp gelmişti. Derken babam oturma odasından bana doğru seslendi:
- Rüya! Kızım gel bak amca görmek istiyor seni. Geldiğinden beri hiç uğramadın yanına.
Odadan çıktım ve yanlarına gittim. Amcam tam önümdeki koltuğa oturmuş bana şevkat ve sevgiyle bakıyordu. Amcam iri yarı bir adamdı, kollarını tamamıyla saran yılan dövmesi, geniş omuzları ve sert bir vücuda sahip olmasına rağmen yumuşak ve sempatik yüzü ile babama göre daha dinamik ve karizmatikti. Hele ki o beline kadar gelen saçları.. En sevdiğim ve en dikkatimi çeken yeri oraydı. Annem uzun saçtan nefret ettiği için saçlarımı uzatmama asla izin vermezdi. Bense şuan olduğum gibi tam bir uzun saç sevdalısıydım. Benimkiyse küçük aklı, imrenirdim amcamın saçlarını. Tebessüm etti:
- Merhaba prenses, gel bakalım yanıma.
Usulca yanına yaklaştım, ilk defa görüyordum amcamı. Daha doğrusu amcam olduğundan bile şüpheliydim onun. Dizine hafifçe vurdu anlaşıldığı üzere, bu kucağına gelmem için bir çağrıydı. Daha da yakınlaşınca tutup kucağına oturttu. Yanaklarımı sıktı:
- Fotoğraflarda gördüğümden de tatlıymış bu.
Bir kaç dakika süren sevme merasiminden sonra amcam babamla muhabbete daldı. Bense hala kucağında o upuzun saçlarına bir heves ve heyecanla dokunuyordum. O kadar dikkatimi çekmişlerdi ki gözlerimi alamıyordum. Dayanamayıp sordum:
- Amca, sen bu saçları nereden aldın?
O sırada içeri giren büyük halam dahi odadaki herkesi bir kahkaha saldı. Bense anlam veremeyen bakışlarla etrafa bakındım, nasıl bir şey söylemiş olabilirim ki gülmüşlerdi? Ben de güldüm sonunda onlarla nedenini bilmeden.. Gitmemize yaklaşık beş dakika kala amcam bir beş lira uzattı elime, parayı açıp inceledim biraz. Sonra babamın yanına gidip meraklı gözlerle sordum:
- Baba.
- Efendim?
- Amcam bu kadar parayı bana neden verdi şimdi?
Sorumu duyduyğunda şaşkın gözlerle baktı bana babam. Anlaşılan beklemiyordu, kısa bir duraksamadan sonra cevap verdi:
- Çünkü sen daha küçüksün, büyüdüğünde daha fazla verecek sana.
- Peki neden verecek? Bana neden para veriyor?
- Ha sen neden para verdiğini soruyorsun.
Aramızdaki konuşmaya kulak misafiri olan annem de meraklı gözlerle yanımıza geldi:
- Ne istiyorsun kızım? Ben getireyim sana?
Elimdeki parayı gösterdim ve aynı soruyu ona da sordum:
- Anne, amcam bu parayı bana neden verdi?
- Kız sen daha dört yaşındasın, nereden gelir aklına böyle şeyler anlamıyorum ki?.. Bayram harçlığı o, her bayram büyükler küçüklere para verir.
- Bunun nedeni ne peki? Neden para verirler?
- Adettendir kızım, şeker veren de var para veren de. Aman neyse hadi çok düşünme sen gerek yok böyle şeylere...
O günün sonunda onlara sorduğum bu soru çok dikkatlerini çekmiş olacak ki hep anlatırlar ve özellikle babam çok bahseder..
Ek olarak; olay bizzat hatırladığım bir olay değil, ailemden duyduğum için bazı yanlış anlattığım ya da atladığım yerler olabilir...
Rüya
(
Kağıt Para başlıklı yazı
Rüpatya tarafından
12.05.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.