Makale / Bilimsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 23.05.2009
Okunma Sayısı : 2420
Yorum Sayısı : 0
GEÇMİŞTE TRABZON

M.NİHAT MALKOÇ

Trabzon’un geçmişi M.Ö.7 bin yılına kadar uzamaktadır. Bu güzel şehir tarihte pek çok medeniyetin beşiği olmuştur. Buraya ilk olarak Tibarenler, Mosklar ve Marlar yerleşmişlerdir. Şehir zamanla Medler, Persler ve Makedonyalılar’ın eline geçmiştir. 1080 yılında Anadolu Selçukluları’nın himayesinde kalmıştır. 1461’de Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Burası o zamanlar eyaletti. Yavuz Sultan Selim bu eyaletin valiliğini yapmıştır. Kanunî Sultan Süleyman’ın çocukluğu bu şehirde geçmiştir. 1916 senesinde Ruslar’ın işgaline uğramıştır. Fakat 24 Şubat 1918’de geri alınmıştır.

Trabzon, tarihî eserler bakımından zengin bir durum arzetmektedir. Şehirde Roma, Bizans, Osmanlı eserleri bulunmaktadır. Trabzon Kalesi, Kalepark, Cephanelik, Yeni Cuma Camiî, Ayasofya(Hanhia Sophia), Fatih Ortahisar Camiî, Küçük Ayvasıl Kilisesi(St. Anna Kilisesi), Molla Nakip Camiî, Kudrettin Camiî, Hüsnü Göktuğ Camiî, Santa Maria Kilisesi, Kızlar Manastırı(Panagia Thaoskepastos), Kaymaklı Manastırı, Vazelon Manastırı, Kuştul Manastırı(Gregorius Peristera), Sumelâ(Meryemana) Manastırı, Gülbahar Hatun Camiî(Büyük İmaret), İskenderpaşa Camiî, Çarşı Camiî, Vakıfhan(Taşhan), Alacahan, Bedesten, Fatih Hamamı, Hacı Arif Hamamı, Tophane Hamamı, Sekiz Direkli Hamam, Meydan Hamamı, Atatürk Köşkü, Memişağa Konağı bu şehrin belli başlı tarihî eserleridir.

Trabzon adı üzerine değişik rivayetler mevcuttur. Şarl Teksiye’ye göre meşhur Ksenofon silahşörleriyle Trabzon’a girdiğinde kaleyi masaya benzetmiş ve kendi dilinde masa karşılığı olarak buraya “Trapezos” demiştir. Bir değişik görüşe göre buraya daha önceleri Orta Asya Türk kavimlerinden Turanlara bağlı Tirabenler ve Elizonlar yerleşmişlerdir. Bunlar, sonra birleşmişler, neticede “Tibaren-Elizon” adını almışlardır. Bu zamanla değişerek bugünkü hâle dönüşmüştür. Evliya Çelebi’nin belirttiğine göre Fatih, Trabzon’u fethedince buranın havasını çok beğenmiş ve şehre can alıcı, lâtif manasında “Tarab-Efzun” ismini vermiştir. Yine “Trabzon Tarihi” adlı eserin yazarı Şakir Şevket’e göre Trabzonlu bir Türk pehlivanı bir altın paranın tuğrasını parmağıyla silip bozuyor. Bu hadiseden sonra şehre “Tuğrabozan” adı veriliyor. Bu zamanla şimdiki şekle dönüşüveriyor.

Trabzon’un nüfusu, geçmişten günümüze kadar dalgalı bir seyir izlemiştir. Şarl Teksiye’ye göre Trabzon on yedinci yüzyılda on sekiz bin evden oluşan bir yerleşim yeriydi. Bouillet’in dediğine göre burası Birinci Dünya Savaşı’ndan evvel 87 bin nüfuslu bir şehirdi.

Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde Trabzon’un hamsisine de genişçe yer vermiştir. Seyyah Çelebi o zamanlar hamsinin kebabının, çorbasının, pilav ve baklavasının yapıldığını söylüyor. Ayrıca hamsinin her derde deva olduğunu özellikle belirtiyor.

Eskiden Zağnos Köprüsü asma imiş; makaralara takılı zincirlerle gündüzleri indirilir, geceleri kaldırılırdı. Bu köprü Zindankapı ile İmaret Kapısını birbirine bağlamaktadır. Üst üste kemerli iki gözü vardır. Şehre bugün de nostaljik bir hava ve görünüm kazandırmaktadır.

Trabzon’u hâkim bir tepe olan Boztepe’den seyredenler, şehrin doğal görünümüne doyamazlar. Fakat son zamanlarda gerçekleştirilen düzensiz yapılaşmalar kentin tarihî kimliğini tehdit eder boyuttadır. Trabzon gibi şehirler, bırakın Türkiye’yi, dünyada da azdır. Çünkü bu şehir onlarca asır evvel kurulmuş, medeniyetleri besleyip bağrında büyütmüştür.

Trabzon zengin bitki örtüsüyle, yemyeşil dağlarıyla bir botanik bahçesini andırmaktadır. Bu şehir tarihî güzellikleriyle adeta bir açıkhava müzesi görünümündedir. Güzel Trabzon’umuzun dört bir yanında maziyi solumak mümkündür. Burası padişahlar şehridir. Kanuni Sultan Süleyman burada doğmuş, Yavuz Sultan Selim burada uzun seneler valilik yapmış, Fatih Sultan Mehmet de şehrin kapılarını Türklere açmıştır. Bu kentin mirasçıları olan bizler, tarihî dokuyu hiç değiştirmeden, olduğu gibi muhafaza etmeliyiz. Ancak böylelikle ceddimize vefa borcumuzu ödemiş oluruz. Trabzon şehri tarihî değerlerini yaşatarak modernleşmelidir. Şehrin ruhu modernleşme uğruna köreltilmemelidir.
( Geçmişte Trabzon başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 23.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.