ilk mektubum olmayacak bu kendime
sen,
her mirat'ta daha az utandıkça..
 

Kaç gecedir içime işleyen gece ile hasaplaşmam
rehin verdi ruhumu yıldızlara
her sustuğum mesafe
ve ceplerimde geçmişe dair ne varsa
kör bıçak
saplandığı her yerden çekildi kanım
daha çok üzüldüm ve daha az korktum
nihayet kaç dakikalık meseleydi ki
cesaretim ele verdi aldanışlarımı mum kokulu kadınlara
ve
koca bir bilinmezliğe dönüştü yazdığım mektupların toplamı
galibi olmayan bir acı'nın tam ortasındayken
 
neyi nasıl yaşayacağımızı dahi bilemiyoruz
 
sanırım,
aklımla kalbim arasındaki uçurum büyüyor
bilirim ki sana dokunsam mahşere kadar kalacak
avuç içimde sıcaklığın
birleşmeyecek belki sessizliğim yalnızlığımla
ama her çaresizliğimde tekleşecek,
 
yorgun ve kırgın halime aldırmadan
beni seyrederken buluyorum zifir gözleriyle koskaca şehri
tek haneli keşkelerimde
kararan günlere rağmen
yırtıp atıyorum her satırı  tükenmez sorularla
ve
kaçmak isteyen bir şizofren gibi saçılıyor gözyaşlarım şahit geceye
 
kim hesap sorabilir ki kendine,
 
sabah olmayınca sonra
tüm benliğimle ağarıyorum
ne mutluluk seviyor beni ne mutsuzluk
tenimde en sancılı suç sayılan izi günlerin
susuzluğuma umar pahasına yaşıyorum
ayaklarımın altında zehir zemberek cümleler,
 
sabahları kulaklarıma fısıldayan bir silüet düşüyor
otopsisi yapılmamış düşlerden
dört bi yanımda
toprak'ta ve arş'da
içtiğim su'da boğazıma takılan somun'da
aklımı uyuşturan acı bir girdap gibi
dar zamanlı nefesime düşüyor nefesin
ve
gökkubbeden dökülüyor uzuvlarımı saran Tanrı'nın gelini
 
/ duyuyormusun /  ??
yağmur'a dokunurken dökülen günahlarımın çığlıklarını..
 
Biliyormusun vefasızsın
daha çok yanacaksın,
artık dayanamıyorum
ve gidiyorum..

Onca gidişleri önüme altın tepside serdiğinden değil
hiç dönmediğinden de
bu yolun artık ikimize dar gelmeye başladığını gördüğümden biliyorum,
başımızı soktuğumuz yuvada üstümüze vuran ışığı kestiğimiz için gidiyorum
sen, ben olmasam da bir umut taşı diye içinde
ben olmasam da kenarına gülümsemeler takılmış kadehler getirsinler diye sana
denize baktığında gördüğün ufuk hep aynı kalsın diye gidiyorum
dalgaların çırpınışında mendil satan çocuk hüznüyle
çok değil gidişimin kilometresi
sen bakınca bir adım göreceksin kalbinden sınır dışı edilişimi
ben bakınca bir okyanus..
sonbahar'da bir aşkın gülümseyişlerini yaşamayacağımı bildiğimden
güz'e yakışsın diye bu aşk
inan ki sırf bunun için gidiyorum..!
Yoksa gidişimin yanından teğet bile geçmiyor, ihanetin...
 
Söyle,
özgürmüyüz şimdi..!
ki,
dizelerim başkaldırıyor yorumsuz bütünsüzlüğüme...
 
 
 
Zmnszz
...
 
 
 
 
 
Katkılarından dolayı Gökçe Erözderim ( Eylül ) ' e
teşekkür ederim..
 
 
 

 
( Harf - İ Şeb 2 başlıklı yazı Zmnszz... tarafından 3.02.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.