Şiire yolu düştüyse aşk meselesinin

Gölgesini sırlı camlara giydirir mısralar

Kefen dar  gelir şairin şuursuzluğuna

Öyle ki

Bütün benzetmelerden uzak özürlü sevdalarda

Ölü doğum sancılarını boş yere yaşamaktır der

Aşka tutulmak…

 

İçimde bozguna uğrayan yanlarıma inat

Söylemiştim

Yazmak yanmaktır sevgili

Geriye kalanlardan ruhunu arındırmaktır

 

Hani ölümü hatırlatsa yokluğun

Ölümümün arzına çıkacağım gökyüzüne

Dikey bir  saplantı ile atacağım kendimi

Ve  sen varsın diye  seveceğim karanlıkların

Gözlerinde sönüşünü

 

Ben sensizlik iklimlerinin yağmuruyla sulanan

Sen nadasa bırakılmış toprakların çorağı

Ahını alma sakın yüzündeki tebessümlerin

Sana avuçlarımın güneşini saklıyorum

Visalin bahtının düğümlenmelerinde

Ve  sakın yüreğimi öpmeden ölme

 

Bak yine

Tutuştu gökyüzünün mavisi

Gündüzlere  arafın gölgesi düştü

Işığın ilmini çözdü  bir  bilge

Daha sübyan duyguları emzirirken vakit

Üşüdü karanlık

Tutuldu gece

Çıldırmış olmalı sanırım yıldızlarım fecirde

 

Sözcüklerin cüretince soyunur düşünceler şiirde

Mürekkep kokusu cinnetle buluşur ya

Harelenir kefenini şiirden diken şair

Yanabilmek uğruna yazmaya

Yazdıkça şiirlerin tutuşan alevinde

Başlar kıyametinden uyanmaya...

 

Adem Efiloğlu



( Yazmak Yanmaktır Sevgili 1 başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 20.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.