Nerden başlayım bilmiyorum ki. Tamam o zaman en baştan. Kendimi bile tanıyamazken… Tamam da kimim ben. Yaratıldığımı düşündüm rüzgârlı bir şubat gecesinde. Ay vardı dışarıda. Ben pencereden bakmış. Dünyadan bıkmış. Yeni bir kâinat arayışındaydım.


Yok, evet kimse yok. Hiçbir canlı yok. Bir insan nefesi yok kendi nefesimden başka. Hissedebiliyorum Yüce Yaratıcım yanımda. Pencereden bakıyorum. Binlerce cin var dağlarda dolaşan… Uyuyorum, biraz ölmek istiyorum. Bu kez rüyamda insanlar. Garip bir koşuşturmaca içindeler. Uyanıyorum gözlerimde bir güneş. Terlemişim adeta hasta olmuşum. Aniden çıkıyorum köyün semasına. Evleri bir görsen küçücük. İnsanları göremiyorum bile. Sözde güçlü insanları…

Bulutların arasında bir geçiş görüyorum. Geçişin içinde insanlar görüyorum. Ama neden bu kadar mutlular. Ya benim kalbimden fışkıran bu hüznü ne yapayım. Bir an kafamdan oraya geçeyim diyorum. Geçemiyorum fırtınadan. Sonra kapılar tekrar kapanıyor. Gökyüzü kararıyor. Ezanlar okunuyor… Bir yağmur başlıyor. Tekrar yere iniyorum. Bu yağmur öyle bir yağmur ki. Yerde otlar çıkıyor aniden, ağaçlar yeşeriyor, çiçekler açıyor… İnsanları tekrar diriltiyor… Yüce Yaratıcım her şeyi yaratıyor baharda… Bir diriliş günü adeta. Benim gözlerim havada. Bulutlardaki kapıda. Hediyemi istiyorum Yüce Yaratıcımdan… Secdeye kapanıyorum. Gözlerim bir çift pınar oldu akıyor. Akıyor akıyor… Toprağa karışıyor düşlerim. Gözlerimi açıyorum. Kulağıma bir ses geliyor.

‘’Şimdi bekleyeceksin. Daha zamanı var’’


Tamam beklerim. Çünkü ümidim var. Ama bu pislikleri ne yapayım. Kısacık yaşantımın kara lekelerini. Kalbimde küçük lekeler yapan bu noktaları… Hepsi de kısacık yaşam parçaları. Bana verilen küçük görevlerden mi kaçmışım. Üstelik bu kadar büyük hediyem dururken. Dünyayı dediler sevgi ayakta tutuyor. Tamam dedim seviyorum o zaman insanları. Olmaz dediler. İnsanları sevmek çok güzel ama yetmez dediler. Dedim ki ne yapayım o zaman. Sevilecek daha büyük dururken. O sevgisini vermeseydi kâinata. Olmazdı hiç kimse. Olmazdı hiçbir şey…

Dediler ki hediyeni sevmekten vazgeçeceksin. Yalnız O’nu seveceksin. Zamanı unut. Mekânı da unut. Çünkü zaman ve mekân hiçbir zaman olmadı. Yalnız O vardı. Daima O vardı.

O’nu sevmem gerektiğini anladım. O’nu seviyorum zamansız ve mekânsız bir boyutta…
( Zaman Yok Mekân Yok başlıklı yazı MehmetÇİFTCİ tarafından 13.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.