Z/amansız Ç/ağrı



Güneşin yakıp soldurduğu perdenin
Esintide savrulan fütursuz kanadı
Yüzünü yalıyordu hınzırca
Umrunda mıydı sanki
Kaç kez baktığı pencereden
Uçsuzluğa başka bir gözle bakıyordu ilk defa
Fırtınaya tutulmuş gibi titredi içten içe


Dalıp gitti yılgın boynunu bükerek
Derin derin içine çekti sükûtu
Üşüme sıtması aynı anda
Bir kandili söndürdü ırak kentte
Hüznü taşıdı tehirli yalnızlığına
Yutkundu acı acı
Genzini yakıp geçerken buruk tadı
Yumuldu gözleri


Kıyasıya duygular tükenmişti bir bir ardına
Hasat zamanını beklemeden
Oysa tek dirhem tanesi için boğuşurken
Gel-geç zamana aldanmıştı
Çakıllı ovada


Gökten israflı yıldızlar oluk oluk döküldü
Unutup taramaya üşendiği saçlarına
Bu kez hiç birine göz kırpmadı
Taşlaşmış yürek değirmeni öğüttü
Bağıra çağıra
Gürültüsü yırtı bağrını


Gövdesinden yarı kopmuş dal misali
Sersefil büzüldü koynuna doğru
Elleri korumak istedi
Son gelecek sancıya karşı halini


Bakışları kilitlenirken
Pusulası yön buldu dudağının kıskacında
Hadi gidelim dedi gurbete usulca
Bir ölüm sessizliğinde
Arkasını döndü sılaya...


Nezahat YILDIZ KAYA
( Zamansız Çağrı başlıklı yazı Nezahat KAYA tarafından 12.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.