Anlat İstanbul anlat; aşkı figanımı dök
Kemanım aşkım ve sen; nasıl özledim seni
Yıldızlarla fısıldaş, yâre efganımı dök
Çeyrek asrımız suzan, yeni değildik yeni
Bir dokun bin ah sevdam, huşu ile yüzdüğüm
İstanbul’um şahittin, özünü yakmadık mı?
Nazlarına naz katıp, közündü göz süzdüğüm
Hasret bardak suyundu, deryana akmadık mı?
Çırpınışımı duyupda, yâri bana veriver
Bağrında büryan olup, yelini salmadın mı?
Bizleri harcamadan, bitirmeden geri der
Bu yürekler dayanmaz, merakta kalmadın mı?
Nerelerden bulayım, keman da ses vermiyor
Kızıl şerbetim tuzlu, yâr meyinde içtiğim
Tellerine ah etsem, bestelerim ermiyor
Gönlüm lamekân suskun, son faslımmış geçtiğim
Sevda şehrim dedim de; bak kırdın dallarımı
Sabrı ziyanım oldun, el vermiyor amanım
Bilmeyip hallerimi, sararttın allarımı
Kalmadı hiç takatim, seni çalmaz kemanım
Düşlerimde yalvaran, neden gizli bakıyor
Tende sevdam pişiyor, keman kırılsın telin
Gel gizimde dolanma, gönlüm mahur akıyor
İstanbul boran olsa, beni bulmaz sam yelin