Hırsızlık mesleği!
 

 

Hırsızlık! 

Bu konu hakkında yazacağım hiç aklıma gelmezdi. 

Bu uğraş! dalını meslek olarak seçenlerin haberlerine gazetelerde, televizyonlarda sıkça rastlıyoruz son zamanlarda. Giderek yaygınlaştığı farkediliyor. Uğraşanlara  "beyefendi" denilmeye devam edildikçe daha da artacağa benziyor hırsızlıkların.

10-15 gün önceydi, TV de 17 yaşında "iş başında" yakalanan bir genç hırsızın 28 tane hırsızlık dosyası olduğunu öğrendik. Belli ki bu işi "meslek" olarak seçmiş. 

Ne demeli? Çalışmak zor, hesaplı bütçeyle birikim irade ister ama başkasının birikimine konmak KOLAY!. Riskli olduğu şüphesiz ama verilen ve verilecek cezalar yeterli olmayınca o risk göze alınır ve... Meslek icra edilir. Küçük miktarları çalanlar hırsızlardır, büyük miktarları çalanlar ise beyefendilerdir...

*********

Bir kaç yıl önceydi, hepiniz hatırlarsınız; İstanbul'da Kızıltoprak taraflarında bir banka soygunu gerçekleştiriliyorken, bankanın güvenlik görevlisi soygunu yapıp kaçmakta olan hırsızı silahıyla vuruyor.  Dikkat! soygunu yapan bir mühendistir ve soyguncu mühendis ölür. 

O kalabalık ve kargaşada, ölen  mühendisin karısı:

- Öldürmek mi lâzımdı?...

Dediğini ben unutmadığıma göre sizler de hatırlamışsınızdır. 

Bana göre güvenlik görevlisi, hırsızlık eylemi tamamlanmak üzereyken görevini yapmıştır. Çünkü o silah kendisine gerektiği zamanda kullanılmak için verilmişti. 

*********

Bir hafta önce, iş ortağı iki kardeşin ticari aracı hırsıza hedef olur. Yeterli çalıntı olmadığını fark eden kardeşler, hırsızın tekrar geleceği tahminiyle sırayla geceleri nöbet tutmaya başlarlar. 

Tahminlerinde yanılmamışlardır. Hırsız geceleyin ikinci kez yarım bıraktığı eylemi için geldiğinde, nöbetteki kardeş, iş üstündeki  hırsızı bıçaklar. 

Hırsız ölür, araç sahibi kardeş hapiste... Ve hapisteki o kardeş ne zaman özgür kalacak belli değil. 

Nöbet tutan kardeş malını korumak, diğeri çalmak arzusuyla ikisinde de birer bıçak, düello yapacaklar. Nitekim düello gerçekleşir, biri mezara diğeri hapse...

*********

28 nisan pazar günü Antalya'daki ikinci evimizin eşyalarını Isparta'ya taşıdık. Evden eve kolaylığı yaşamışsak da, yerleşmek kolay değil! Aradığını  bulmada zorlanıyor insan. İyimser bir görüşle,  2-3 günde tamamlanır diye düşünüp faaliyetteyken, 

Antalya'dan gelen bir telefon bizim programı alt üst etti. Komşumuz aynı zamanda apartman yöneticimiz, oturduğumuz daireye oldukça yakın olan depomuza hırsız girdiği haberini veriyordu. Apar-topar Antalya'ya döndük. Ne gibi bir sürprizle karşılaşacağımız endişeleri ve tahminlerimiz yol boyunca devam etti. 

Önce depoya gittik, kilitleri açılan kepenkler kaldırılmış, iç kapı da açıkmış ama depo komşularımız çekip kapatmışlar biz gelmeden önce. 

Bismillahirrahmanirrahim diyerek normal anahtarımızla açtık iç kapıyı. Kilit göbeği hasarlı değil, belli ki maymuncuk kullanılmış. 

Samimi söylemeliyim ki, biraz korkarak girdik içeriye. Ya birisi varsa içeride. Ya depo bomboş ise. 

Hayret! Mallara dokunulmamış, koliler yerli yerinde. İçeride kimse yok. O zaman başka bir şüphe oluştu, ya bir katil, öldürdüğü kişinin cesedini bizim depoya bırakmışsa. Olmaz demeyin, neler oluyor hayatta...

Suçları başkalarının üzerine yüklemek için ne entrikalar yapıldığını görmüyor muyuz? Günahsız kişilerin nasıl zan altında bırakıldığı öykülerine hiç de yabancı değiliz. 

Neyse ki, o şekil bir şüphe de  boşa çıktı ama  biz halâ "kim, kimler, neden, niçin" sorularının cevabını aramaktayız. 

Bu bizde çözülmemiş bir denklem, bir muamma olarak kalacak, anılarımız arasında hatırlanmak üzere...

Ülkemizde can ve mal güvenliğinin yeterince korunmadığını, suçlulara caydırıcı cezaların verilmediğini görüyoruz. Yasama organının bu konuya önem vereceği beklentisi içindeyiz.

Selam ve saygılarımla...

Yurdagül Alkan.  


 
( Hırsızlık Mesleği başlıklı yazı Gülalkan tarafından 30.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.