Ne zaman çığlık atsa korkular
Şehrin gizli dehlizlerden
Hep o, aynı pişmanlık çıkar
Sırtında koca bir kambur
Aksayarak yürümekte
Ve sızlanır
Reva değil di bu çile bu yük yüreğine

Akıl rededer iter esareti, hülyası hürriyet
Ah! geç kalmış cesaret
Bir mum ışığı kadar bile değil artık aydınlık
İşte o an çöker geceye karanlık

Tuhaf bir kuş kanat çırpar
Pençesine almış esir şehrin masumlarını
Öylesine uzun zamandır uykudaki gafiller
Meydan boş susmuş âlimler
Bütün erdemler zincire vurulmuş
Bin yıl hapsi isteniyor, suçlu imiş düşünceler

Çırpınıyor beyaz bir güvercin
Görevi barış, lakin yaralı uçamıyor
Lanetli bir gövdenin üzerine konmuş ağlıyor

Gaflet, ne hoş bir serinlik
Ruhlar uyuşmuş yürekler hissiz
Gemisini kurtaran kaptan bu senaryoda
Esir şehrin insanları
Sanal bir sandala binmiş boşa kürek çekiyor

Kıyıda bir çocuk, feryat ediyor gözleri
Ürkek, yarınsız, belki de yetim
Minik ellerine kan sıçramış
Ne zalimlere ne gafillere gücü yetmiyor
Tek arzusu güvercini uçurmak
Acı bir tebessüm yüzünde
Kinden hırstan haberi yok henüz
Bayramlarını geri istiyor.

Şükran AYDOĞAN / GÜLCENAZ

( Güvercini Uçurmak başlıklı yazı Şükran Aydoğan tarafından 3.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu