SINIRI AŞMA
Al, beyaz ipekli kumaşlara sar
Günü; bitmez, deyip etmeden heba
Kazara aklına vermeden hasar
Yaz bir eser sakla, düşme zehaba
Yorgun gözler ile buruk bakmadan
Vaktinde her şeyi yap kararında
Evladın başına taşı çakmadan
Noktalama asrı; yaşa yarın da
Gecede mehtabı temaşa eyle
Duygusal girdaba girme, uzak dur
Güneş al doğarken, ince iğneyle
Gönlüne nakışla, zamanı dondur
Meylin Allah’aysa, takılma kula
İçinden geçeni al, yan yana koy
Düşün yaşıyorken başla okula
Azmedip nasiplen ruhu taştan soy
Vardığında bir gün bağa, bahçeye
İlk defa görüp de dikkat et, şaşma
Nebatta duyduğun farklı lehçeye
Bakıp köke inme; sınırı aşma
Takılma o güne görsen ağarken
Bulutlar, toplanıp kumpas kursunlar
Eskimiş yıldızlar yere yağarken
Yerdeki böcekler yasa dursunlar
Şaşma, başına iş geldikten sonra
Yeise kapılıp cana bulaşma
Şaşma, yollar biter öldükten sonra
Kendi ayağınla nara ulaşma
(06.06.2012 / Elazığ)
Güneri Yıldız