Seni ne çok sevdiğimi söylemiştim aslında defalarca…
Kayacakken ellerin ellerimden sadece o anları hatırla…
Ki
Ben
Hayat suyunu dudaklarına gönüllü dökmüş o aşkperest Tanrı;
Nasıl da kabul etmiştim ölümsüzlüğünü özgürlük
sunağında
Ve
Bahşetmiştim bedenine en şeytani duygularını
dahi okşayacak
Kutsal nefesimi!
.
.
.
Nasıl yani?
Şimdi değil… Olmaz!
Işığı ile kamaşamamışken henüz daha gözlerim… Olmaz!
Şimdi değil…
Hani hükümranlığım süresi sonsuzdu?
Ve
Nesilden nesile geçecek mutlak gücün tek temsilcisi ben
olacaktım
Adını güneş koyduğumuz bu sistemde
*Yarattığıma duyduğum aşkı hazmedememiş Tanrı kardeşlerim;
Bakabilseydiniz onun gözlerine tek bir kez
Tüm zevkleri sevap saymışlığıma sizler de hak verirdiniz
Ve
Görebilirdiniz
*Yarattığım cennet bahçeleri yeşilinin muhteşem renginin
Gözyaşlarım sebepli olduğunu
Yandığım ateşi hizmetkarlarım zebaniler harlıyor cehennemimde
Bir türlü kül olmayı beceremiyorum fakat lanet olası malum
sebepten
Ki
Bu yüzden
Delicesine kıskanıyorum ölebiliyor olanların aşkındaki
yüceliği
Nereden bilebilirdim ki?
*Yarattıklarımın sınırlı yaşamlarına öyküneceğimi çılgınlar
gibi
Ve
Nereden bilebilirdim?
Çılgınlar gibi aşık olacağımı içlerinden birisine
*Yaratıcı varlığımın gölgesinden sıyrılıp
Onun avuçlarının sıcağıyla kaya tuzları basmak istiyorum
Yeryüzüne çakılışımla parçalanacak her bir uzvuma
Ortak kararınız suru üflemeden kuzey rüzgarı
Söz verin on birinizde;
Avuçlarımda
Yalnızca onun için damla damla biriktirdiğim yaşamları
Bir kez…
Yalnızca bir…
Milyonlarca ışık yılı uzaktan tınısını hayranlıkla dinlediğim
Şah damarına
Buruşmuş ellerimle
süreyim doya doya
Süreyim ki;
Ona bahşettiğim ölümsüzlüğün huzuruyla gideyim
Zalim infazım
Şimşek çarmıhına…
-Not-
Acılarımı avutabilmek!
Yatağındaki bakir duygularla bu mümkünsüz be küçüğüm
Korkularımın piç bıraktığı kalbim
İntikam peşinde çünkü asırlardır hayattan
Benim de tek arzumdur…
Fakat ölümüme!
Ölümsüz ellerinle
mezarıma dikeceğin o üç portakal fidesinin
Huzurum olacak kokularını sonsuzluk boyu esirgememeleri
Günahkar bedenimden…
(Yıldıray Kızıltan)