Gönül düşünüyordu, taklide ne gerek var! 
Tarihimiz, varlığımız, milletimiz yok mu? 
Asya, Avrupa ve Afrika’yı fetheden, 
Bizler değil miydik? 

Badem gözlerini süzdü Tatar kızı, 
Kalbi ve dudakları titriyordu. 
İnce, asil ve kibarcaydı, 
Sade ve kibardı giyinişleri… 

Bilgili olmasına rağmen; 
Çocuklar kadar saf ve cana yakındı. 
Daima Türkçe konuşurdu. 
Rusça ve Fransızca konuşur, Almanca da anlardı. 

Sulu boya resimleri bile takdire şayandı. 
Gözleri yüzlerinden önce güler, 
Bir kış elması gibi kızaran yanakları, 
Şahane gamzeler sunardı. 

Göğüsleri kabarır, gözleri dalardı. 
Yurdunu ve arkadaşlarını özlerdi. 
Bilirim, seni yolarla düşüren, 
Gönül derdi değil, millet aşkıydı. 

Bahar ince ve tatlı kokularını sunuyordu 
Laleler, iri ve yeni çiçeğe duruyordu. 
Yeşil ve ulu çamlar, 
Güneşe sarınmış rüzgârla sallanıyordu 

Milletim kılıç ve kalple yükseldi, 
Yine kılıç ve kalple yıkıldı. 
Yine bilirim ki! Cihanda, 
En çok çile çeken kavim, Türk kavmidir. 

Giray Han’dan şiirler okuyor, 
Aşk perisi, kalbini delik deşik ediyordu. 
Gönül seviyor ama belli etmiyordu. 
Gönül titriyordu… 

Ben yalvarmalıydım, gönül eğlenmeliydi. 
Ben ağlamalıydım, gönül gülmeliydi. 
Gönül bir kale olmalıydı, onu cesaret ve irfanımla 
Zapt etmeliydim ruhum memnun, gönlüm rahat olarak… 

KM - 050505
( Tatar Kızı başlıklı yazı Kocamanoğlu tarafından 1.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.