Anne;
“Pepe adamların kıymığı bu
Sürekli yüreğime işleyen
İnledikçe nefesleri
Çıkmadan…”
Say ki!
Kanadı kırık bir dilin ucundayım
Uçurtmalar ağlıyor nazıma
Sokak kedisi Şirvan aç
Yuvası şarapnel
Gözleri engin/
Benim susmalarım
Sizin hıçkırmanızdan
Ve geviş getirerek
Yayılmanızdan belli
Hücrelerime kaynadınız
Soğuk bir savaşın
Tellerinde eteğim
Anılarım puslu
Yazılarım silik
Şimdi;
Bir şiir döşense yüreğim
Siz aklı evveller/
Nereye düşerdi
Yüzünüz…
Annemin soluğu kadarsınız/ki
O üfledi düğümleri yüzünüze
Genzinize gençlik ateşini
Dokuz kulaç karnında
Taşıdı emek dolu
Sözlerinizi…
Kırma dedi!
Ayaz iklimlere yay kinini
Avuçlarını toprakla temizle
Senden olmayanı gör/
Sana geleni ör/
İnce kalbinle
Ör/ki
Cennet ayaklı çocuklar
Mutlu gitsin bahtlarına
Irmaklar yıkasın saçlarını
Zulüm duvarları tanksız
Tüfeksiz olsun sokaklar
Gözlerde açan
Eşkıya çiçeği değil
Gece/sefası olsun
İcabında…
Anne;
Ölüm kaç renk bu ülkede
Ölene…