Tedirgin bir mum ışır Cürek akşamlarında

Uzak tıkırtılarla bir tren çığlıklanır

Ve bir hüzün dolaşır pencere camlarında

Dolup taşan bir yürek ağlamaktan utanır

Gözyaşı bir büyük sır Cürek akşamlarında…

 

Gök işlenmiş bir bakır Cürek akşamlarında

Yer, ateşte eriyen kurşun gibi şekilsiz

Şu yetim güvercinler sarı ev damlarında

Köye ayak bastığım günden bu yana dilsiz

Yetmez acıma sabır Cürek akşamlarında…

 

Evet, bitmez bu kahır Cürek akşamlarında

Dört duvar arasında tükeneceğim pul pul

Öldüren bir sessizlik bahçenin çamlarında

Kanat çırpan bir kuş yok ufkuma usul usul

Dakika sanki asır Cürek akşamlarında…

 

Donmuş su gibi ağır Cürek akşamlarında

Dağdan vadiye inen keder yüklü bulutlar

Sükûtun sağır eden siyah tamtamlarında

Ufalanıp gidiyor gül kurusu umutlar

Delinir, kanar bağır Cürek akşamlarında…

 

Bin bir kâbus yaşatır Cürek akşamlarında

Benliğimi kuşatan bu yalnızlık ateşi

Düşlere tutsak oldum ömrümün baharında

İsyanımın, dünyada bulunmaz belki eşi

Hançer gibi her satır Cürek akşamlarında…

 

Tut o hançeri batır Cürek akşamlarında

Batır da bitsin artık derûnumdaki sızı

Yoksa çıldıracağım tarifsiz gamlarında

Ey karanlık gecemin müteveffa yıldızı

Beni koynunda yatır Cürek akşamlarında…

 

Ahmet KÖKEN

 

 

( Cürek Akşamlarında başlıklı yazı Hocaoğlu tarafından 10/1/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.