Anlayamadım gitti şu feleğin işini 
Kesmişler saçını, bir bir kırmışlar dişini 
İkiye bölünmüş yüreğin kor ateşini 
Kimler söndürebilir gözü yaşlı Tebriz’im? 
… 
Yüreğimi dağlayan hasrete boyun eğdim, 
Kırık dökük ümitle kapılarını dövdüm, 
Belki de, ben yine de her gün hatırındaydım 
Kanayan yaramı da, kanattın be Tebriz’im 
… 
İsterdim ki vuslattan ben de payım alayım, 
Yine sen huzurlu ol, ben uzakta olayım 
Gül, eğlen, ağlama sen, şevk ile seyredeyim 
Yine ben uzaklarda, hasretteyim Tebriz’im 
… 
Uyan be Tebriz’im, korkuların at artık 
Seni sevenlerin gönülleri yırtık pırtık 
Bahtına küsme de, kederi ağzına tık 
Ben de hep seninleyim, yanındayım Tebriz’im 
… 
Yaşam seninde hakkın, canla savaşacaksın! 
Sende atanın ölmez ruhu var, aşacaksın 
Küskünlerin, düşkünlerin yolun açacaksın 
Nedir bu suskunluğun, havalan be Tebriz’im 
… 
Men de, sen de Türk isek, biz bize gardaş isek 
Bir ürekle bir feryat, gerek hem bayram edek 
Azad olmak hem gan, hem de gatı ürek ister 
Beraber yaşayak, beraber ülek Tebriz’im 
… 
Brs–050809
( Tebrizim başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 10/2/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.