İlk Okula başladığımda 1956 idi yıl.. İki katlı iki bölmeli ahşap evimizle , 20 dakikalık bir yol vardı okulun arasında.. Öylesine telaşla çarpa çarpa yüreğim; yol almaya çalışıyordum küçük adımlarımla..Taşımakta oldukça zorlandığım tahta çantam bir sağ elimde,bir sol elimde;okula yaklaştıkça terlemem artmıştı heyacandan.. Bir başıma ;ürkek ve korkak.. Böyle idi ilk gün okula varışım; hiç unutamam !!

Sonradan okulda meşhur olmama sebep olan o meşhur çantam ; mahallemizin “Sandıkçı Ali Dayı” sının okula başlayış hediyesi idi.. Ağabeyimin, bir üst sınıfa geçmiş konu komşu çocuklarının eski kitapları,boş kalmış defteri ile doluydu çantam..Onlar zaten imalatında çok ağır olan tahta çantayı daha da taşınmaz hale getirmişlerdi. Önlük,yakalık,pantolon ve ayakkabılar hep ağabeyimden kalma !! Ne elimden tutan vardı aileden,ne de yol gösteren.. İşte böyle idi ilk heyacan !!!

Annem 15 yaşlarında gelin olmuş babama.Amca oğlu,amca kızı.. Adettenmiş galiba o zamanlar hep akrabadan alıp vermeler !!!. İp atlarken almışlar bahçeden; giydirmişler gelinliği üzerine aniden..” Seni Kemal’e verdik “demişler,”gelin oldun” !!! Çalgı,çengi ve hitamında,dualarla atmışlar gerdeğe..Çok dinlemiştim bu hatıratını rahmetli annemin.. Babam yaklaşmış haliyle,annem çocuk daha !!! Sanırım yaramazlık yapmaya başlayınca annem ,babama “ Ne yapıyorsun sen Kemal Abi “ diye bağırmış şaşkınca !! Bağırış o.. Sonrası ne yaptığını anlamıştır tabiki.. Otomatiğe bağlamış rahmetli babam üretimi; fabrikasyon sanki .. Atmış vitese 18 ay ara ile 7 çocuk peş peşe… Ben üçüncü imalatları… İkincisi kızmış,yaşamamış.. Ondan olsa gerek nazlı yetiştirmişler beni.. Benden sonraki kız olunca salıvermiş tabiki yakamı.. Ama olan olmuş; o nazlı ürkek Kenan kalmış o zamandan !!!
…………
O kadar çocuk,birde büyükler !!!! Geçim gailesi müthiş zor işte.. Biz beş erkek çocuk , enlemesine serilen yatakta dövüş çekiş !!! İşte o ortamda kalkıp gelmişim tahta bavulumsu çantam ve ben okula !!!

Çabuk öğrenip sivrilmeye başlamış en önlere yerleşmiştim sınıfta.. Çekemezlerdi beni.. O zamanlarda varmış baksanıza bu huylar.. Bütün sınıf üstüme gelirken ürkek ve korkak oluşumdan; birkaç kız arkadaşım vardı sadece mahalleden !! Süt kardeşim bir hayli yaramazdı.. Ne halt yese ve hoca sorduğunda hep benim yaptığımı söyler ,sınıfta tasdik ederdi.. Çok mahcup olur,utancımdan konuşamaz olurdum.. Bir gün gaz kaçırdığında seslice,yine suçu bana yıkmıştı.. Okul paydosunda bütün cesaretimi toplayıp; o ağır arkadaşım tahta çantayı kafasına geçirdiğimde yüzü başı kan içinde kalınca; yolum açılmıştı artık delikanlılık adına okulda… Ondan sonra kimse yanaşıp dalga geçemedi okul bitene kadar.. Artık küçük külhanbey biri idim !!! Ve çantamı 5 sene boyunca zevkle taşıdım,çantamı çok sevdim !!!

Okulumuzun duvarının hemen dışında küçük bir bakkal vardı.. Sahibinin adı KEL KANİ .. Ufak tefek sert biri idi..Çocuklar teneffüslerde oraya akın eder ne isterlerse alırlardı,bense cebimde harçlığım olmadığı için seyredip dururdum uzaktan boynu bükük !!! Mabel sakızları vardı o zamanlar .. Ambalajında bir zenci kadın; nerede ise yüzü kadar kalın kırmızı dudaklar.. Çok merak eder; özenir ama alamazdım.. Bir çocuğun Kel Kani arkasını döndüğünde aniden tezgahtan o sakızdan alıp kaçtığını görünce bende nefsimin galip gelişi nedeniyle denemeye karar verdim.. Aklımca; çaktırmadan aldım bir adet mabel sakızı.. Ağzıma alıp çiğnemeye başladığımdan az sonra korku ve heyacandan yutmuştum… Sonra bu başladık ya alışkanlık yaptı 5-6 kere daha çaktırmadan yürüttüm ne hikmetse.. Oyun gibi idi.. Adının hırsızlık olduğunu bile bilmiyordum.. Bir gün hocamız bir hikaye anlatınca çok utandım gizliden kendimce ve o an anladım Küçük bir hırsız olduğumu.. Param yoktu ki aldığım 6 sakızın parasını ödeyip özür dileseydim.. Çok tedirgindim !!!

Aradan 1 ay kadar geçmişti.. Bir gece yarısı uyandırdı annem beni,kaldırdı yataktan..Kendimi babamın karşısında bulmuştum..Elinde birkaç adet o çok sevdiğim mabel sakızı vardı.. “ Al oğlum sana getirdim” deyince şaşırdım.. Bir maşa aldı sonra eline “ Ulan hırsızlık ha.İstedin de almadık mı” diye bağıra çağıra vurmadık kanatmadık yerimi bırakmadı… “ 15 tane sakız çalmışsın” dediğini hiç unutmadım.O KEL KANİ ; benim kimin nesi olduğumu bildiğinden ses çıkarmamış; itibarımdan olsa gerek bir borç defteri sahifes i de bana açmış besbelli… Ama 6 çaldığımızı 15 yapmış birden!!! Ben hırsızım tamam da; o da üçkağıtçı,düzenbazın kralı değilmi yani ??

O korku ve dayak neticesi; o yaşta ilk defa yatağımı ıslatarak kalkmıştım.. Altıma kaçırmıştım.. İyi bir ders olmuştu.. Gerisi malum; tabiki tövbe..

18 yaşında memur olunca o Kel Kani Amcayı tabiki buldum.. Bu anı unutulacak cinsten değildi haliyle..Olayı anlattım.. Söke söke nemaları ile o fazladan aldıklarını tahsil ettim. Gıkı çıkmadı..


( Tahta Çantalı Küçük Hırsız başlıklı yazı KENAN KOÇ tarafından 14.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.