En eski türküleri söyler Yasemin
ayın gölgesinde
kurak yalnızlıklar eşlik eder nakaratlara
bir yudum suya hasret körpe filizler
baş kaldırır adeta
her sabah sefasını süren güneşe karşı
İsyanla
Ah! Yasemin
İlansız efkarlar demle
dağıt hüznünü sayfalara
soğuktan üşütüp kaskatı kesilen çehrenin
uçuklar dudakları
Titreyen ellerinde kara kalemler
dokunur tabiata
Dokunur yasak meyvelere
Nefesi kesilir yağmurun
Sararan teninde yeşillikler biter
Ah! Yasemin
Beyazlar yabancı sana
Siyahlardan ayrılık çiz sayfalara
Dirilir suskunluklar
saçı örgülü kız dillenir
Kocaman gözleri belerir
Çimen kokulu gamzelerine vurur akşam güneşi
Küskün olduğu mektupları okur bir bir
Kaybettiği kimliğini arar satır aralarında
İntihar eder satır sonlarında
Düşüp kalır boşluklara
Ah! Yasemin
Yıldız kaydı yine gözünden
dilek tut
Göğün kalbine yalancı sanıklar çiz
Vazgeçilmişliğiyle haykırır
Nefessiz kalırcasına
ıslıklar keser soluğunu
Ah! Yasemin
Ayaz gecelere defnet büyüttüğün hayalleri
Körpe bedenler çiz yeniden
Belkiler üşüsün resmettiklerinde
Rüyalarına kalıcı gelen kabus
Kimin cebine sakladı ellerini
Kim tersledi koparılmış canını
Ayaklarını git/lere kimler diretti?
Ah! Yasemin
Göğün mavilerini kimler aldı avuçlarından?
Ayıpları kimler vurdu yüzüne?
Kalıcı hasarlar çiz sayfalara
Kimbilir,
Çalıntı sözler döktü yaşlarını
Yalanlar birikti aldanılmışlığında
Bahanelere sığınan zaman
Huzuru kimbilir nereye sakladı?
Ah! Yasemin
Göğsüne merhamet kurşunları seken
insancıklar çiz sayfalara
İrkilmiş vedalar kirpiklerinde
Yıllar nasılda sayıklattı sevdanı
Nefreti değiştirirsin her gece, yatmadan önce
Dualardan gecelik giyersin
Sabrın uyur, metanetin uyur koynunda
Azad edersin günahkar sevgileri
Ah! Yasemin
Hıçkırık saklı boğazına
Kimler dayadı hançeri?
Kimler ayırdı seni canından
Ürkekliğinle ağır bedeller çiz sayfalara
zєץиєp є¢є єяєи