.
.
Kalın bir örtü çekilirken vicdanların üstüne
Vefalı bir sessizlik sarar meydanları
Güneşle körebe oynar el alemsiz alemler
Ve şeytanla bir olur ucuz kalabalıklar
Dinler karanlıktaki uğultuları
Ağır bir koku yayar ruhlardaki çürüme
Elbisesi hiç kurumaz gözyaşlarının
En zayıf halkaya otağ kurarken ithal acılar
Uyanır ekmeğine tank sürülen halk
Ve kar altında düşler kurar her tohum
*
Yüreğin yırtılan yerinde
Cinayete ortak çıkmanın ürkekliği görünür
Gelen beyaz giden siyahı aratır
Ve dualarda sürçer samimiyetin dili
Varlığa dokunur yokluk
Kızgın suskunluklar şerh düşülürken zamana
Çatlamış duvar aralıklarına siner ah’lar
Yağlı kelimelerden içilir kana kana
Kafiyesiz bir destur daha çekilir
Ve olmamanın resmini çizer en kara kalemler
Suretinin arkasına gizlenirken
Dışı tenha içi mahşer insan
El örgülü saçmalıklar vurur ruhun kıyılarına
Biter kalbin inzivası
Ve şah damarını bulur melek !
.
..