“işi bilen” oğlan evinden biri taradından

elinde bir iple kapı çalınır,

“-ünnen bakayın hunu..”

..

“-uzat baka(yı)n barna(ğı)nı”

titiz bir ustalıkla ölçü alınır

kız anasının arkasında saklanır..

sağ başparmak ısırılır

evin diğer yetişkin kızınca kıskanılır

 

düğünden önce pazara urba[1] alımına gidilir

çoğu kez kız tarafından bir “abıla” iş-bilir

“siz bilmezsiniz”

“ilazım olur”

“bişi biliyoz da deyoz”

“elinizin hamırıynan

erkeğ işine garışman”

“garıların bilce(ği) işe garışman”

“bili-bilmez herkeş garışmasın”

“demir tavında döğülü(r)”

“harman yelinen, düğün elinen”

“ömürde bi tefa olcak işey”

“daş terinde ağırdır”

“mermer daşdan, varlık iki başdan”

o kendine bir şey almasa da

“vallaha olmaz bizim gız” diye

kız anasını onun içinde bir şey ısmarlar

 

bir sandık dolusu

bol keseden[2] öte-beri[3] alınır

 

bilmen kaç tane gremse,

kaç tene de beşibiyerde

bozdurulduğundan

ya da dört güçcük gafalı[4]

            bi dene de böyük gafalı

alınacağından

bahsedilir

herkes bilir,

herkes işin içindedir..

 

 

 

 

 

düğüne bir hafta kala birikiverir

konu-komşu, hısım-akraba

düğün ekmeği edilir

yakın bir tandırda[5]

saman alevini çokarmakta biri

sacın arkasını küllü çamura beler

                        bir diğeri

 

un elekle çuvaldan alınıp elenir

yumuşak düşşün diye biraz da arpa unu

kepekten ayrılan una tuz eklenir

yoğruldukça biraz daha su

cıvıklaştıkça un serpilir

üstü örtülüp, olması bekletilir[6]

 

iteğiler açılır,

hamur tirkisi üstünde tahta

esıranla[7] kesilip beze[8] edilir hamur

ufra[9] serpilir tahtaya,

bir hapaz un da tahta üstündeki bezeye

başlanır oklavalanmaya

            sonra biraz daha ufra

oklava, ufra

oklava, oklava

hamur açıldıkça

dönürülerek oklavayla

alta ufra

üste ufra

 

bir fiske daha

            açılan beze üstüne konulur

sıvaşmasın[10] diye oklavaya hamur

açıldıkça; tahta üzerinde döndürülür

            yuvarlaklığı sağlanır

incecik açılan hamur

oklavada terazilenerek götürülür

sac üzerine

 

 

 

 

 

 

 

 

 

saca serilerek hafifçe göynütülür

nemli, burcu –burcu iştah açıcı

bir ekmek kokusu duyulur

pişirici ekmek şişindeki ekmeği

                        şöyle bir çevirir

tandır içini gösterir,

ekmek pembeleşir

 

oklavayla hamur açan iki

tandırdaki sacta pişiren bir kişi

önce birinin açtığını oklavadan boşaltır

                        sonra diğerini

tandır dolusu saman közü

            arada bir deşelenir[11]

arada bir kes serpilir

            aleve har, ateşe can verilir..

şişle tandıra sürülür yufka

            ekmek tandır sıcağında demlenir

tirkiler[12] dolusu hamur

direkler boyunca yufka olur

 

hamur bitimine doğru

bazlama[13], gaba ekmek[14]

yumurtalı börek,

katmer[15]

pekmez peynir katık olur

 

ev sahibi; “-“tıngır elek-tıngır saç

elim hamır gaınım aç”

hadin buyrun sovumadan,

            datlıdan da banalım

ala-ıscak gaba ekmek,

            gatmer yağladım”

oradaki herkes bir yandan atıştırır,

yoldan geçenler bile yumulur

 

“-nasip meselesi bu, hayır olur hayır”

bir yandan etraf süpürülür

bir yandan da ev elden geçirilir

bir yandan ekmek soğutulur

bir yandan toparlanır etraf, tandır

tandır ateşinde

patetes-soğan közlenir

ıbrık-güğüm ısıtırlır yüneceklere[16]

ne var ne yoksa yunur

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[1] urba: çeyiz, düğün giysileri ve hediyelikler

[2] bol keseden: fiyatını, çekilecek ödeme sıkıntısını bir yana bırakarak alış-veriş yapmak

[3] öteberi: önemsiz şeyler

öteberi;önemsiz şeyler demek olsada amaç onları almaktır, önemlidir.. her zaman alınmayacak leyler kastedilmektedir..

[4] kafalı: Ata / Cumhuriyet altını büyüğü (7.25) küçüğü 3,75)gramdır

[5] tandır: yufka ekmek yapılan yer

[6] hamurun olması : çörek yapılacaksa hamura mayalı hamur (önceki hamur) katılarak mayalanmaya bırakılırak kabarması sağlanır, yufka ekmek yapılacaksa mayalanması(olması) beklenir.

[7] esıran: hamur keskisi, spatul, ıskarpile

[8] beze / bezele : hamur topağı

[9] ufra/uğra: (iri kepekli un olarak bugün kullanılan razmol)hamurun tahta veya oklavaya yapışmaması için serpilen un

[10] sıvaşmak: bulaşmak, yapışmak

[11] deşmek : eşmek, içini dışına çıkarmak,

deşelemek : eşelemek

[12] tirki: geniş-çukur bakır ya da tahta hamur teknesi

[13] bazlama: gözleme

[14] kaba ekmek: sıcakken yağ sürümek için kalınca açılan yufka

[15] katmer: çekilmiş haşhaşla kalınca genellikle iki bezeleden arasına, ufra serpilerek, yağ, haşhaş ezmesi katılarak kat-kat açılan hamur sacda pişirildikten sonra sıcakken haşhaş yağıyla yağlanır

[16] yünecek: yıkanacak, (çamaşır), bazen de kap-kacak

 

 

resim Nizamettin Düzgün

( Köy Düğünü - Tandır 12 başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 28.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu