bilinirdi, Ali Beyin Tekezortlatması[1]
Hacıbe(yi)nin Murat’ın
her düğünde çalgıcıları bıktırması,
tahta gaşşık verdiler mi dümbelekçiye[2]
"şakuduk-şukuduk" ortalık yıkılır.
Ümmet gaşşıkların saplarını vurur birbirine
netçede gaşşıkların sapı kırılır.
anlayamam niye..
"-Ağalığın şanındanmış" böyle şeyler
yorulanlar oturur,
sağdıç ortaya başkalarını sürükler
çıkmayanlara sitem eder,
güya gönülsüz çıkanlar
ortadada şöyle bir dolanırlar
duvara el sürterler
ne oynayacaklarsa çalgıcılardan ister
değiştirirler oynarlar
değiştirirler oynarlar
bir o oyun oynarken ellerini birbirinin etrafında çevirir..
İzzetin Halil "-başdan başla bakalım ağa" der,
Alibey “arap oyunu” oynuyorsa,
ill!a bir acayiplik eder,
olmadık işler çevirir
oyunculardan bıkan çalgıcılar, müsaade ister
tez elden ince sazla türkülere geçer
“şu garip halimden bilen işveli nazlım·
göynüm hep seni arıyor neredesin sen
datlı dilli, güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
göynüm hep seni arıyor neredesin sen
sinamda ğizli yaramı, kimse bilmiyor
hiş bir tabib bu yaraya melhem olmuyor
boynu bükük bir garibim, yüzüm gülmüyor
göynüm hep seni arıyor neredesin sen”
sonra tez elden başka türkülere geçerler
oyunlara fırsat vermezler
“sehar vakti çaldım yarin kapısın·
baktım yarin kapıları sürmeli
hoş bulmadım otağının yapısın
çıka geldi bir gözleri sürmeli
aslanım eller eller, kokuyor güller güller
ne bilsin eller eller, perişan hallarim”
ve kendi başlarına devam ederler
“-yarim senden ayrılalı·
hayli zaman oldu gel gel
bak gözümden akan yaşlar
ağu-revan oldu gel gel”
arada bir de “soluklanalım ağalar”
diye oyunlara,
türkülere ara verilir
çaylar içildikten sonra, tekrar türkülere geçilir
"-yağmır yağar şipir-şipir buz gibi·
eriyorun günden-güne duz gibi
gocan ilen geçincemen[3] yoğise
boşanda gel gabulümsün gız gibi
beyler gız gibi,
çadır gurdum gurbet elin düzüne
havas oldum bir zalımın kızına
düş peşime gız halime gaçalım
yedi sene az görünür gözüme
beyler gözüme
söğüdün dalına gonan guş mudur
selemin gelmiyor ollar[4] gış mıdır
benim bağrım yandı yandı eridi
senin bağrın demir midir, daş mıdır
gelin daş mıdır"
zengin düğünlerinde tam çalgı çalınırdı
çifte çalgı çaldırdı Sarı Mamıdın Ali
Köke, Tokmacık, Çaltı,
Akdışar, Hüyüklü, Kumdanlı,
Köylerden kasabalardan ileri gelenler
ve daha çok uzaklardan memurlar, amirler,
içkili, tabancalı misafirler
düğünü şenlendirdi
“orta yer gırla ğetdi[5]”
çocuklar boş kovan kapıştı
böylesi kapışlar çok anlamlıydı
Aşşa Melleli Oli Mamıdın Ellez ince çalgıcı
bir başka yerde kadınları ağırlardı
“iğde dali eğmeli
dibinde eğlenmeli
güzellikde fayda yok
kazanıp evlenmeli”
bir başka tarafta başka bir çalgıcı takımı
-uzun hava- ağıt ve çöğür sazı
“gapıya bağladım kınalı goçu
harmanlar galdırdım gız senin uçu
goynumda sakladım verdiğin saçı
sensiz lokmaları yeyemez oldum”
her içkili evde,
her toplanılan yerde
rakı şişesi ikramı ceplerde
saz ekibi ve eğlence
[1] Teke zortlaması: bir zeybek çeşidi olup, oynaşan tekelerin iki ayakları üzerine kalkarak toslaşmalarını simgelediğinden bu isim verilmiş olmalı
[2] dümbelek: darbuka
· Neşat Ertaş
· Neşat Ertaş
· Erzincan (Yauz Top)
· Afyon (Halil Bişi)
[3] geçinceme : aşk, sevi, sevgi, gönül, içinin alması
[4] ollar : yollar değil, oralar, o(r)alar
[5] eğlenceden kırılmış geçmişler