Bir varmış bir
yokmuş geçmiş zamanlarda
Erteliyorum
yokluğunu sensiz dünlere
Kolay
sandığımız ayrılığın salası okunmasın
Cenazesi
çıkmasın gönül evimizden
Yasa boğulup
ağıtlar düzülmesin yok sebepten
Yokluğunu
süresiz erteliyorum gitmeden…
Setler
çekiyorum gideceğin yöne
Güle güle
gelip
Ağlayan göz
bırakmak yakışmaz arkanda
Bir kez dur
sözünde
Sevginin
sermeyesi bir çift tatlı kelamdı
Karaborsaya
düşürme
Aşk mahkemesi
kuruyorum gönlüme
Bendesin
İpotek koyuyorum gidişine
Ve yokluğunu
süresiz erteliyorum…
Hayatımda iz
bırakmadığın günleri
Hibe ediyorum
sensiz dünlere
Yokluğunun
sancılarını dizelerde sakladım üzülme
Saklanıp kuytu
köşelere ağladım sen duyma diye
Yutkunamadım
sensizliğin çığlıklarını
Yaralarımı
iyileştirmeden çekip gittin
Ve ben
Yokluğunu
süresiz erteliyorum…
Çatlak
dudaklarımla ismini söylemeyi unuttum
Meltemlerde
savruldum
Koyu mavi
denizlere attığım taşların sekmesini izledim
Yokmuş sebebi
şimdi sevmelerimin
Çünkü sen
“kendine iyi bak” diyerek gittin.
Yokluğunu
süresiz erteliyorum…
Uyumadım kim
bilir kaç gece
Yusuf misali
dipsiz kuyularda yalnızlığı dost edindim
Sensizlik zor
nemli kuyular soğuk.
Meğer badem
ağacı çiçeği gibiymiş sevgimiz
Yalancı baharı
müjdeleyen!
Ve ben şimdi
Acı bedelini
öderken vazgeçilmişliğimin
Yokluğunu
süresiz erteliyorum…
//Ayrılıklar
*kendine iyi bak” diye başlarmış. Sen yaralarımı iyileştirmeden gittin. Ben de
yokluğunu süresiz erteliyorum…//
Mustafa
KARAAHMETOĞLU
16.02.2014