Uydurma kentler kuruluyor, yüreğimin doğusuna, batısına
çilek şerbeti renginde kağıttan kuşlar uçuyor semalarında


sırra sır lâl
öyle ki
anlamadım ak neydi neydi al


avlusuz tecritte hapis edilmiş aydınlık
şafağın mahmur pembesi yükselmiyor, paslanmış, küflenmiş parmaklıklar arasında 
gölgemin duldasına inşa ettim de açılır kapanır hamağı
ne fayda
boğazımda söz geçiremediğim hıçkırıklar, kurşuni suskunluğunda
dönüp durur dudaklarımın arasında kan ter içinde
dökecek sağanak sağanak ta, kurumuş dili damağı


duydum ki, kuzgun karanlığı bildiği için kara imiş
bende hüznü bildiğim için adım hüzün
kendi çığlığımda boğulurum
bu yüzden hiç gülmez yüzüm


gönül penceremin kepenkleri aralı
cılız ışık huzmeleri yüreğimin bam teline mührünü bastı
duygular bulut gibi kümelenip koptu yerinden
dilimdeki o heyecanlı ses şimdi yaralı


bir özlem imgesi bulsam
kırık dökük siyah çerçeveli anılarımın arasından
ekerdim
evet 
evet
ekerdim kurak ta olsa yürek kıvrımlarının arasına
peygamber çiçeği mavisinden olsun diye
sevip yeşer tirdim tevekküllü şefkatle


Çiğdem Çimen 

( Gece İle Gündüz Arası Derin Bir Sus başlıklı yazı Çiğdem Çimen tarafından 1.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.