güneş girmiş bulutların arasına
canım sıkılıyor içimde hüzün var
hasret yangınları sarmış her yanımı
saymadım gidişinin kaçıncı günüdür
bir nokta atışı gibi
diner mi acılarım
kesilir mi aralıksız saplanan sancılar
bıçak yarası değil ki
tuz basayım
içten içe kanayan aşk acısı
hadi susma söyle
bir yaz günü zamansız yağar mı kar
olur mu her taraf bembeyaz
üzerinde ki gelinlik gibi kaplar mı etrafı
gel tut ellerimi sımsıkı bırakma
kalksın aradan sevdamızın engelleri
yeni bir gün doğsun ikimize de
nazar değmesin aşkımıza
kötülük olmasın yaşantımızda
hep yanımda olmanı istiyorum
yürek dayanmıyor sensiz olmaya
sen gittin gideli açmıyorum artık perdeleri
senden başka ışık girmesin diye içeri
zincire vurabilseydim sensiz geceleri
biliyor musun yoksun diye yanımda
artık geceleri korkuyla uyanıyorum 
hani iki ince belli bardak seçmiştin
biri senin biri benim
dudaklarının izi silinmesin diye
yıkamadım onları bıraktığın yerde duruyor
dumanı tüten çayımı yudumlayamıyorum sensiz
yokluğun da anladım
gizledim ağladığımı
göz yaşlarım yanaklarıma düşmüyor
çatık kaşlarım gözlerime perde
keşke son kez görebilseydim seni
sen yoksun ya
senin gittiğin gün ben ölmüşüm
her kesin korktuğu gün bana bugünmüş
hiç aklına gelirmiydi
her aşk kendi masalını yaratır
seni ellere beni kaf dağına attı...


Refik
25.03.2014
İstanbul

( Hasret Yangınları başlıklı yazı keskin2011 tarafından 3/25/2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.