Sorma "nasılsın? " diye; inkâr etsem nafile
Gözlerim sele durdu, gönlüm acıyı tattı.
Bilmem var mı cihanda firaktan beter çile
Mutluluk dedikleri üç günlük saltanattı.
Saltanattı yıkılan, tahtımdı yerle yeksan
Daha sitem etmeden felek kaşını çattı.
"Bak, yaz geldi! " diyorlar, neyleyeyim sen yoksan
Bir teselli umduğum anılar dahi mattı.
Mattı, gönül bahçemde mevsimlerin baharı
Umudum vurgun yemiş, âdeta bir meyyitti.
Göklere yükselirken feryâdımın buharı
Kasvetin kirli eli uçurumlardan itti.
İtti hiç acımadan, son arzumu sormadan
Vakit, ağıtlar yakıp, ağlanacak vakitti.
Kader "gömelim" dedi, "daha fazla yormadan"
Yaşamak taksit taksit, ölüm ise nakitti.
Nakitti bu hayatta hüzne dair ne varsa
Dost bildiklerim bile vurdumduymaz, rahattı.
"Gör!" dedi kör talihim, "gerçeği", sarsa sarsa
Gülerek doğan güneş, sen gittiğin gün battı.
Battı tüm gemilerim gözyaşı girdabında
Küskünüm kaderime; beni kırdı, incitti.
Yine de "AŞKIM" dedim, ardından, gıyabında
Son nefeste son sözüm "BİRTANEM" diye bitti...