I


ve her doğum
erken ölmekti aslında
her yıldız kayması
bir dirilişe emsaldi
avlumuzda nevbahar konakladığında


nasibin kadar doğar
nasibin kadar ölürsün gönül
dem bu demdir
y’ese düşmenin manası nedir



II


gece
henüz çözülmemiş bir sırrın inleyişine gebe
kuşkusuz bir susayış bu
çingene gülüşlü göçebe günlere
ondandı
sabahı alnından öpemeyenlerin
buğulu dudaklarıyla akşamüstü türkülerine kem düşürmeleri


esrik bir bekleyiş
nevrotik bir boyunduruk
belki de


bilselerdi
aczin serkeş peçesiyle sakladıkları
yalancı elemleriyle
sevdamın zerresine eremeyeceklerini



III


sorma n’olur
şafağı gözlerimden çalan ağrıyı


sorma
benlik fiyaskosundan soyunmak sanrısı bu


g’öç mevsimi
toy bir kucakta güne kavuşmak şımarıklığı
kaburgam arasındaki her boşluğa değen
bir sağanağın ayak sesleri


dahası düş yanığı
kabul görmeyen
bütün istasyonların bir kağnıyı ağırladığı


ve bir harman yeri
garbın garka özlemle kavuştuğu


dinle
duyuyor musun
tüm gülüşlerini ağlayacağım
bu gece şehrin

( Sanrı başlıklı yazı Derin Mavi tarafından 1.04.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.