rıhtımında bekler

ağlayan damlalar 

hüzün düşürür yaprakları 

kirpiklerinde bir sonbahar

zamansız gelmiş zamansız gider 

 

ince ince kıvrılan yollar

az giden tez giden yıllar 

ah sarı yapraklı dünya

var mıyım yok muyum 

her şey sende saklı gider

 

bırakamam dediğimiz

geceden kanayan rengiyle 

o yaşayan ölü sevdalar 

sokaklara verilmiş vefalar 

yalnız bırakır yalnız gider


musallaya konmuş bir sanduka 

beyazlar içinde süslü bir bebek 

ağlayarak gelir ağlatarak gider

 

bir köprü, bir köprü 

bir kapı, bir kapı 

bir yol, bir yol 

bir sevda ki sürgün 

nereye gider bilinmez sülün 

meçhule gelmiş meçhule gider

 

zaman çeşmesini akıtır 

heybesini doldurana 

toprak haber salar

vuslata teslim olmuş ruhlara 

bu sevda böyle gelmiş böyle gider

 

avuçlarına sessizce sönen 

beklediği bahçesine yanan

zamana vurulmuş hayat

kefensiz toprağa sarılır gider

 

ne yaşar ne yaşamaz hayatımız 

sırtında taşır koca bir yük

ölümü kurtuluş bilir

toprak toprağına sarılır gider

 

bu dünyadan olmayan  

kütüğünden gelen su

çağına çoğalır gider


 

Gülay GÖKTÜRK

( Gider başlıklı yazı GöktürkGülay tarafından 5.05.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu