Yağmur var dışarıda şehri sel götürüyor. İri iri damlalar cama vuruyor, cana vuruyor gözyaşlarım sanki! Gözlerimin sahili fırıtınalı... Ve sen yoksun milyon kez olduğu gibi. Bu kadar da yok olunmaz ama ayıp! Bilsen bende neler kayıp? Şehri sel beni el götürüyor! Ama elin canı yok! Kimse sen gibi değil, hayal bile olsa!

Elimde yeni demlenmiş bir bardak sıcak çay! Elim sarmış ince belliyi de fark etmiyor yandığını! Oysa yüreğim cehennemden beter, bir bardak mı yakacak canımı? En iri damlayı arıyorum. Cama ve cana vuran yağmura bakıyorum. Gözümden dökülüyor kocaman bir damla cana değiyor. Cama pohluyorum, bir buhar sarıyor camı! "Küçüğüm" diye yazıyorum. Bir kalp çiziyorum sonra. Ve kalbin yanında kalbi alınmış bir adam resmi! Resmin altına imzamı atıyorum "Kaptan" diye. Sonra siliyorum ve bir boşluk sarıyor içimi.Yok yok içimdeki boşluk tavan yapıyor. Kalbi alınmış bir adam neler yazıyor cana! Aşka alınmış, insanlara ve bütün evrene... Başka ne yapabilir ki!

Bir adam yüreği elinde seni arıyor! Neredesin akıllım?

Cana değen yağmur damlaları nokta nokta senin bakışını işlemez mi? Sen yağmur olup yağmaz mısın üzerime sağanak sağanak? Bir değil, on değil, yüz değil milyonlarca damla ve her damlada bir o kadar darbe direkt kalbe...

Beter bir gece,  yeter demek istiyorsun lakin serde delikanlılık var! Bu yüzden susuyorsun hemen. Orhan Veli ne de güzel ifade etmiş:

"Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var"
Serde delikanlılık var ağlayamam raconu bozamam! Yüreğim yerde oysa ezilmiş ve çamura batmış.Ayaklarının dibinde görüyor da almıyorsun. Alıp da üç kere öpüp alnına bastırmıyorsun. Kutsal bir aşkla seviyorum seni ondan!

Ağlayamam aleni ama içime döktüğüm yaşlar alıp götürdü beni çok uzaklara. İçimi basan bu sel baskını, kalp meskenimi sulara salan bu gözyaşı kıyameti sonum olmaz mı? Ağlama diyemiyorsun bana! Uğruna ağlayan biri varsa ya da yanan  bu da mutlu ediyor insanı değil mi?Çok kötüsün çok! Ama bilesin ki yok böyle aşk yok!

Hem severim hem ağlarım sevgili! Bu işte iyiyim işte! Git geller yaşıyorum. Bana bir haller oluyor. O kadar git'im var ki! Her kalpte geçerlidir. Terk edilmekten yana tecrübeliyim. Bir insana git bu kadar mı yakışır. Kitliyor hemen seni, bitiriyor.

Bu yağmur dinince sevgili beni bilmez oldu! Bu yağmur gidince sevgili beni anmaz oldu? Yağ yağmur durma! Islat içimi razıyım.Onsuz güllük gülistanlık, günlük güneşlikte olacağıma dikenlikte, kışlıkta ve küllükte olurum daha iyi. Sensiz cennette olsam ne cehennemde olsam ne? Cennet sensiz cehennemdir zaten!

Canıma batsın ayrılığın iri ve kör dikeni, buz tutsun hislerim onsuz ve yanıp kül olsun etim kemiğim onun yokluğunda! Canım eriyip çıktı bedenimden, ne gelir sensiz elimden! Muma döndüm mum gibi yandım, eridim, bittim. Sensizlikten daha elim bir şey yok bana! Elim bir ayrılık kazası bizimkisi...

Ah be üstadım bu kadar mı güzel yazılır, bu kadar şiir olunur?

"Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur
." Sen dinince yâr gidince olmasın! Şimdiden sarmasın beni bu dert inceden inceye. Sen gidince ne kalır benden geriye? Seni benden çıkartırsan ben kalır mıyım sence? Sıfıra sıfır elde var yine sıfır!

Bu gece yağmur dinmeyecek galiba. O zaman içim ıslak dışım kuru olmasın. Çıkıyorum dışarı... Çıkar çıkmaz tişörtüm tenime yapışıyor. Yüzüm gözüm ıslanıyor. Gök boşalıyor ağlıyorum hıçkıra hıçkıra. Yağmura rakip oluyorum. Aniden şehir sel basıyor. Gök gürlüyor, şimşekler çakıyor. Gözlerim ateş saçıyor. Bir damla milyon damlaya tekabül ediyor bende. Nasıl da ağlıyorum, nasıl da yaş döküyorum? Nasıl da yıldırım saçıyor nasıl da şimşek olup çakıyorum? Yağmur yağmurluğundan utanıyor  beni görünce, şimşek şimşekliğinden utanıyor çakışımı görünce gözlerimde ve yıldırım, yıldırım olmaktan çıkıyor ve kesiliyor her şey aniden..Bir tek ben yağıyorum yaşadığın şehrin üstüne.

Sana yağıyorum. Bastığın toprağa, soluduğun havaya, içtiğin suya... Sahi sana "Su" diyordum ya! Bu ironi mi?  Şemsiye alma sakın! Koruma benden kendini, ıslan ve iliğine değin hisset beni. Sırılsıklam ol mesela ve aşık...Sırılsıklam bir aşkla tutul bana.

 Oysa ben ne yağmurun farkındayım ne akan yaşlarımın! Sadece senin kederindeyim. Güneş olup doğacaksan ben şehrine, anlarım o zaman sende kaç ederindeyim.

 

( Elim Bir Ayrılık Kazası başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 6.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.