İhanet mi… Nihayet mi? Esaret mi… Cesaret mi? Son günlerde aklımıza gelen o kadar çok ve zor sorular var ki… Karanlıktan aydınlığa çıkabilmek için harcanan emeklerin sonucu ne olacak onu da bilemiyoruz… Bu kapı hayra mı açılacak şerre mi?

Açılımlar… Yakın zaman içinde değişik kesimlerce yapılan açılımlara şahit olduk. Hükümetinden muhalefetine kadar birçok kesimlerce farklı açılımları duyuyor ve görüyoruz. Çarşaf açılımından Kur’an Kursu açılımına, demokratik açılımdan Ermeni açılımına kadar birçok açılım…

Bekliyoruz bakalım… Öğrencilerin harçlarıyla ilgili açılıma… Okumak istedikleri halde önüne çeşitli engeller getirilenlerin açılımına… Aldıkları maaşıyla geçinmek için bin bir sıkıntı içinde yaşamaya çalışan emeklilerin maaş açılımına acaba ne zaman sıra gelecek… Bu soruları çoğaltmak mümkün…

Ülke gündemini meşgul eden, son günlerin üzerinde en çok konuşulan, tartışılan konusu… Oldukça hassas bir konu… Özellikle demokratik açılımları bir cesaret işi olduğunu söyleyenler olduğu gibi, esaretin bir göstergesi olduğunu söyleyenler de var…

Peş peşe yapılan açılımlarla bir kırılma noktasına mı gelindi. Yıllardır problem olan konuları çözmek devletin yaptığı bir planın sonucu, bir insanlık projesi mi? Çözüme ramak mı kaldı? Yoksa yapılan bu çalışmalar toplumu birbirine düşürerek ülke bütünlüğünü parçalayacak dış güçlerin projesi olan bir oyun mu?

Yoksulluğun, işsizliğin her geçen gün arttığı günümüzde açılımlarla gerçekten terörü doğuran bataklık kurutulmak, bazılarının elinden siyasi rantlar alınmak mı isteniyor? Bu bir kardeşlik ve barış projesi mi? Yoksa insanları birbirine düşürerek kardeşliği dinamitleyecek bir planın ayak sesleri mi?

Gelişmeler yalancı şafak görüntüsü mü veriyor. Nefret ağaçlarının kök saldığı ortamdan çıkmak için gönüllere barış zeytinliği mi dikiliyor? Yoksa huzur bahçesine dikilecek kaktüslerle yüreklere dikenler mi ekiliyor?

Kan akıtmak için silaha uzanan eller dostluk ve kardeşlik için mi birleşecek… Barış güvercinini tutmak için kollar mı açılacak… Oluşan ılıman iklimde yüreklere serinletici rüzgâr mı esecek… Mahmur gözlerden çıkan ışıklar gerçekten gönül kandillerini aydınlatarak barış çiçeklerini açtırabilecek mi?

Bu açılımlar sakın hayatının baharında cemre gibi toprağa düşen aziz şehitlerin yüreği yaralı yakınlarını bir kıyamet volkanı gibi daha da yakmasın… Gözyaşlarıyla sulanan yaralı bedenlerin acıları daha da katlanmasın…

Dış odaklar ve işbirlikçileri bölücü terörün devam etmesini istiyor. Sadece bunlar mı? Hayır, bu ülkenin kalkınmasını, gelişmesini ve güçlenmesini istemeyen o kadar çok düşman var ki… Hangi birini sayalım… Savaş ağaları, silah kaçakçıları, uyuşturucu ticareti yapanlar, karanlık işler çeviren şer odakları, kirli ve karanlık eller bu ülkenin huzurunu istemiyorlar… Onların bir tek isteği var. Türkiye’nin karışması, et ve tırnak gibi birbirine kaynaşmış olan insanların birbirine düşman olması, bölünmesi ve parçalanmasıdır.

Terör belasına nice canlar verildi, yuvalara ateş düştü, dullar, yetimler arttı. Bu bela hâlâ bitmedi ve acısı da dinmedi. Sosyal çözülme, çatışma ve ayrışma tehlike olmaktan çıkarak gerçek hale dönüştü. Bu kadar can alan, yürek yakan, gözyaşı döktüren, ülkeyi fakirleştiren bu sorunu başka ülkelere, aşiret reislerine mi havale mi edeceğiz?

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir mantığıyla, ateş düştüğü yeri yakar diyerek, televizyonlarda saatlerce konuşarak, sayfalarca yazılar yazarak mı çözüm bulacağız? Bütün bunlar oralarda kalıyor ve her gelen şehit haberiyle de yüreklerimiz dağlanıyor… Yirmi beş yıldır devam eden bu bela için herkes elini taşın altına koyacak, elinden ne geliyorsa yapacak. Bu işler yapılırken terörden beslenen hainlere de fırsat verilmeyecek. Şehit aileleri incitilmeyecek…

Yazımın başında sorduğum soruların cevabını ben de bilmiyorum. Dilerim esaret değil cesaret olur… İhanet mi aklıma bile getirmek istemiyorum... İnşallah nihayet olur da bu terör belasına bir son verilir… Yapacaklarımız ve dualarımızla barış çiçeklerinin yeşermesine katkıda bulunalım. Sevginin, umudun, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu yarınlarda buluşmamız dileklerimle…

( Açılımla İlgili Zor Sorular… başlıklı yazı Ali ÖZKANLI tarafından 10/25/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.