1
Feyzi ağbiyle, hayırsız Sülemen ğeldiler
aynı yaşdayız da
o benden birez tırakalıydın
emme sala(ğı)dın valla
badının[1] teki
uluğun[2] önde ğedeni
onnarı görünşe barabar
sabısını ğörmüş av köpe(ği) gibi
bi sevindim ki
neredeyse gucaklayıp öpecen
gözümde tütmüş Felek Sülemen,
adam üsdüne çuval devrilmiş de
çuval altından gurtulmuş ğibi soluklandı
onnar gelince döndü ğetceğdi
Fevzi abi
“-hayrola bilader” deye terslendi
benim ahbeb;
“-yok bir şey” dedi
yazzık valla o da mahçıp oldu
onnara “-Mehmet Çay
Aşağı Tırtarın hepiciğini tanıyoru
bi de neydi o öteki köy
……..”
ben “Göğcelli” dedim
“-ha!” dedi “-orayı bide Tok!...”
ben de hemşerimizinen,
Feyzi Abey’i tanışdırma
telaşasındayın
“-bu abey sizin köyü bi..!”
biliyo deyceğdim amma
Göde Feyzi bana!,
sonura da adama bi baktı kiynee
o ğadak olu(r)
ne adamı,
ne beni cuvaplamadı
sonura gene bana bakdı
dik dik
ben süt dökmüş kedi ğibi
yutgundum, suşlandım
gızardım-bozardım
“-burda İzbartalıyın denir o(ğ)lum
ne bilsin elin adamı Göğcelliyi
Izbartanın neresinden derse
Yalavaş dersin zağır
içinden mi derse
o zaman köyünü dersin
Okarı Tıltarlıyın
Tokmacıklıyın deyye” dedi
valla gıp-gırmızı oldum
(hikayenin uzamaması için gökçeali ve Tokmacık bölümleri atlanmıştır)
Sülemen fırsantını bekleyomuş ğibi
gafayı yokarı dikdi
a(ğ)zını da sonuna ğadar aşdı
tavatir iki sahat öyle ğaldı
onu güldüm sanıyo maho!
..
neçeden sonura
biz bu ğarada pırtıları tomafile davşıdık
yerleşdirdik dee
o “- ……….. hauufh”
deye gülmesini bitirdi
“-Allah eyinliğini versin
heş gülce(ği)m de yoğudu” dedi
“.mını dinini ..ktimin ………
eşşe(ği)min annı sakar
kendi lağabını bana dakar”
Feyzi Ağbi onada dik dik bakdı da
o da susdu bereket versin
tabi o kepicilik aya(ğı)na Öteyüze[3]
Arızlıya ğadar getmiş ya!
aklı sıra hava basıyo
eşşolu eşek!
içimden
“hadi sana bunu sormazsam” dedim
geşmiş gün, bi sinirlendim amma
“-ülen Feleğolu, Göde Feyzi’nin önsıra[4]
olur-molur de(ye)ce(ği)n,
bana arka çıkacağın,
beni gayırca(ğı)n yerde
aklın sıra guyumuzu ğazıyon ha!
amma benim elime bi fırsant geçer” deye
gahırlanıyon
“-alacağın osun
bunu yanına bırakman
görüsün sen
iki gözüm öğüme aksın soracan bunu sana”
bizim o ğüne ğadar
dışarı bi adım atmışlığımız mı var
bi(r) güçcüğüken; Tokmacığa
Omaralların düğününe ğetdim
ıramatlık ebece(ği)zimin terkisinde
bi Aşşamelleyi bilirin
onu da okulcaklayın
gezmeye ğetdik o ğadar
Göğcelliye
Azizin Hasan’ın düğününde
gelin almaya ğetdim dediydim ya
agam beni yollamadı
herkeşler akışdı getdi de
hala içime dert olur
yazılıgayadan
yazılıçemenin sovuk suyundan ba(h)setti herkeş
analı-gızlıya daş atdıklarından
ah bu agam..
her neyise”