OLMAYAN EĞİTİM SİSTEMİ TARTIŞILIYOR

Bu gün Her yıl okulların açılmasına yakın ve devamında ülkemizin gündemini, olmayan eğitim sistemi oluşturur. Eğitimle ilgili toplumda bir zihin bulanıklığı kargaşası, endişesi, stresidir sürer gider. Bilende konuşur bilmeyende.

Eğitim sistemi, sınıf mevcutlarından ders yüklerine, sınav uygulamalarından kayıt maratonuna,  öğretmen atamalarından yer değiştirmelere kadar tartışılır, yazılır, çizilir, konuşulur, övülür, yerilir, demeçler verilir, nutuklar atılır, protestolar yapılır.

Bütün bu konuşmalar, eleştiriler ve övgüler aslında boşuna yapılır. Çünkü olmayan bir eğitim sistemi üzerinde koparılır bütün bu fırtınalar. Güya çözümler üretilir. Fakat hiçbiri de doğru dürüst derdimize şifa olmaz, olmamıştır. Her yıl aynı şeyleri tartışır dururuz.

Olmayan bir şey üzerinde ne kadar konuşursanız konuşun, hangi çareleri üretirseniz üretin, havanda su dövmekten öteye gidemezsiniz. Gidemediğini de yarım asırdır yaşıyor ve görüyoruz.

Çünkü her şeyden önce kendi ruhunuza, yapınıza, insanınıza uygun bir eğitim isteminiz yoktur.

O halde sistem nedir?

Sistem; Bir bütünü meydana getiren değişik yapıların birbiriyle uyumlu ya da ahenkli çalışması demektir.

Peki, Türkiye’deki eğitim kademelerinin hangisi birbiriyle uyumlu çalışıyor bilen var mı? 

Maalesef buna olumlu cevap verebilecek bir Allahın kulu çıkacağını sanmıyorum.

Biraz daha açalım. Anaokuluyla ilkokul mu, ilkokulla ortaokul mu, ortaokulla lise mi, liseyle üniversite mi, üniversiteyle yüksek lisans mı, yüksek lisansla doktora mı uyumlu çalışıyor?

Hangisi hangisiyle uyumlu çalışıyor Allah’a aşkına?

Hangisi Türk halkının ruhuna, anlayışına, yapısına, çağa ve bilime uygun tıkır tıkır çalışıyor?

Hiçbiri.

Türkiye’de zaten eğitim sistemi diye bir şey yok. Sadece adı var. Olması da mümkün değil.

Çünkü siz kalkıp eğitim sistemi diye Fransız, Amerikan, Alman, Japon vb ülkelerin kendi insanlarının ruhuna, anlayışına, inancına göre kurup geliştirdiği bir yapıyı ya da sistemi, Türk insanına al bu bizim sistemimiz diye uygulamaya kalkarsanız bu olmaz, olmuyor da. Olmadığını da onlarca yıldır gördük ve görüyoruz.

Yeni Türkiye’ye yeni bir eğitim anlayışı ve sistemi gerekir.

Unutulmamalıdır ki, Türk insanın yapısını göz ardı ederek hiçbir eğitim sistemi Türkiye’de başarılı olmamıştır ve olmazda.

İşin diğer bir ironik tarafı da, her yıl olmayan eğitim sistemini değiştiriyoruz.

Sonuç tabii ki fiyasko.

Olmayan bir eğitim sistemi nasıl değiştiriliyor gerçekten anlamak mümkün değil. Sadece anlamış gibi yapıyoruz hepsi o kadar.

Yapılacak şey aslında belli. Önce eğitim sistemi konusunda uzman olan, uygulamanın içinden gelen eğitimciler, akademisyenler, teorisyenler, toplum bilimciler, inanç otoriteleri, sivil toplum temsilcileri, kanaat önderleri, psikologlar ve eğitim tarihçileri(yoksa yetiştirilmelidir) vb oluşan ciddi bir bilimsel çalışma kurulu oluşturulmalıdır.

Bu kurulun işi Türk insanının özelliklerine ve çağımıza uygun bir eğitim sistemi oluşturmak ve geliştirmek olmalıdır. Eğitimin bütün kademeleri birbirini tamamlayan ve birbiriyle ahenkli çalışan üniteler haline getirilmelidir.

 Hatta bu kuruluşlar eğitim üzerinde düşünce üreten kuruluşlar(Think tank) olarak devamlı çalışır durumda olmalıdır.  Eğitim ciddi bir iştir. Ülkelerin beka meselesidir. Bu iş akşamdan sabaha olacak iş de değildir. Belki üç beş yılı alacaktır. Alsın. Hiç olmazsa bundan sonraki onlarca ve yüzlerce yılımızı kurtarmış oluruz.

Bu bilimsel heyetle ya da heyetlerle eğitimin enini, boyunu derinlemesine araştırarak tartışıp, dünyadaki gelişmeleri de göz önünde bulundurarak, Tük insanının bütün özelliklerini göz ardı etmeden, gelecek yüzyılları hedefleyen bir eğitim sistemi ruhunun oluşturulması sağlanmalıdır.

Yine unutulmamalıdır ki ruhsuz ve hedefsiz bir eğitim olmaz, olamaz.

Bu ruh oluşturulduktan sonra sistem yapılandırılıp uygulamaya konulmalı, uygulamalar da bir cerrah dikkatiyle izlenerek, varsa aksayan yönler, yeni oluşturulan eğitim sistemi ruhuna uygun rötuşlar yapılmalıdır.

Bu eğitim sisteminde idarecisinden öğretmenine, öğrencisinden velisine, çalışanından denetleyenlerine kadar herkesi kucaklayacak, mutlu edecek, çalışma ortamlarının oluşturulması sağlanmalıdır.

Oluşturulacak böyle bir eğitim sisteminden dünyadaki çağdaşlarıyla rekabet edebilecek, bilgili ve becerili, her durumda ülkesinin menfaatlerini gözetecek, gelecek yüz yılları planlayıp uygulayabilecek zihin yapısında insanlar yetiştirilebilsin.

Bugün olmayan eğitim sisteminde bakıyoruz, öğretmeni mutsuz, çalışanı mutsuz, öğrencisi mutsuz, velisi mutsuz, idarecisi mutsuz.

Bu kadar mutsuz insan faktörünün meydana getirdiği eğitim faaliyetinden mutlu sonuç beklemek beyhudedir.

Her eğitim bakanı değiştiğinde, her öğretim yılı başında ya da sonunda, plansız projesiz değişikliklerin olduğu bir eğitim öğretimde, ne başarı sağlayabilirsiniz, ne huzurlu bir ortam oluşturabilirsiniz, ne kaliteli insan yetiştirebilirsiniz, ne de gelecek yüz yılları hedefleyen ve dünya ile rekabet edebilecek yetenek ve beceride nesiller yetiştirebilirsiniz.

Ayrıca şunu da belirtmeden geçmeyelim. Gelişmiş ülkelerin eğitim sistemine baktığımızda en temel unsur öğretmenlere verdiği değeri görürsünüz. Çünkü öğretmenler ya da eğitimciler olmadan eğitimden bahsedemezsiniz.  İşte onun için gelişmiş ülkelerde öğretmenlerin sosyal ve ekonomik seviyeleri bütün meslek gruplarının en önündedir.

Ya bizde?

Maalesef üzülerek söyleyelim ki en sonundadır.

Öğretmenler ki ilgili ülkenin Cumhurbaşkanından Başbakanına, Bakanından öğretmenine, ordu komutanından diplomatlarına, valisinden kaymakamına, hâkiminden savcısına, çalışanından çalışmayanına, deden torunlara kadar, velhasılıkelam bütün toplum fertlerini yetiştiren ve şekillendirenlerdir.

Siz öğretmenlerinizi ekonomik ve sosyal refah seviyesi bakımından, meslek gruplarının en alt sırasından en üst sıralarına çıkarmadığınız, her türlü olumlu çalışma şartlarını hazırlamadığınız müddetçe, istenen verim ve gerçek başarıyı sağlayamazsınız.

Çocuklarınızı ilkokuldan itibaren yetenek ve kabiliyetlerini tespit edip, ona göre yönlendirecek mekanizmaları oluşturamadığınız sürece, eğitiminiz zihin mezbahasından öteye gidemeyecektir.

Son olarak şunu ifade edelim.  On beş milyonun üzerindeki yavrumuz bugün okullarıyla ve öğretmenleriyle buluşuyor. Okullarımız bu gün rengârenk gül bahçesine dönüyor.

Başta veliler olmak üzere bütün eğitim camiasına ve öğrencilerimize 2017-2018 eğitim ve öğretim yılının hayırlı olmasını diliyorum.

( Olmayan Eğitim Sistemi Tartışılıyor başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 15.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.