Çocuk düşlerin pembe
yangınları
Bebeksi gülüşlerin
aydınlığında
Gördüğüm o ince ve naif
siluet
Karanlığın asaletinde
En nihayetinde.
Çoğaltan bir bir
Ayyuka çıkan onca
söylem.
Katıksız meziyetlerin
önde gideni:
Aşk gibi, saygı gibi
Merhametin izdüşümü,
Küçük bir çocuğun
gözlerinden
Yansıyan o buğulu bakış
Depreşirken nice acı
Olmadığı kadar
sırnaşık.
Azalmak ve yok olmak
Çoğalmak ve demlenmek
nezaretinde
Kıymak belki de
Adlandıramadığın o
gel-gitlere.
Gemiler büyük ve
kalabalık
Taşıdığı nice sefil
yalnızlık
Kompartımanlar hınca
hınç insan dolu
Giymişler, kuşanmışlar
Güvertede yol alan
çoğul yalnızlıklar.
İnsan boyu, aile boyu
Yaşarken hüznü diz
boyu.
Yürümek bazen
Bazen koşmak
Düşe kalka ilerlemek
belki de
Yol aldığın o izafi
boyutta,
Çevrelemek derken
Çevrelenmek türlü
kuruntuyla.
Gezmediğim şehir
kalmadı
Hayaletlerle dolu
Ne de gitmediğim tek
bir ülke
Yitirmişken ufku
Seyrelirken zaman
Bitimsiz sandığım o
deli dolu ilham
Ve nöbete durmak köşe
başı duraklarda.
Beklemek o gelmeyecek
olan yabancıyı
Yüzünde mahzun bir
maske
Dokunurken usul usul
Hani o pervasız kadın
Hiç var olmamış ömür
boyu.