“Turnalar kanından cana düştü Hüseyin”
Anka küllerinden yana düştü Hüseyin”
Bu kara bir deliğin rüzğarla sıvanması
Masumların tenine kırbacın dayanması
Bu velayet mülkünün direğini yıkmaktır
İnsanlık onurunu ayaklara çakmaktır
Üç aylar gönül tahtım kırılır direğimden
Gözlerim kerbelanın yollarına dikilir
Ekberin kollarına akarım yüreğimden
Oniki imam aşkına elim göğe çekilir
Fatmanın nuru yakar yolumdaki ışığı
Hasanın gözlerine kapılır kara bahtım
Aşure helalimdir bandırırım kaşığı
Zalimin zulmüne yıkılır gönül tahtım
Bu onurun altında sürüklendim hallarca
Kendimi soluksuz zamanlara bağladım
Haklıyı haksızlardan peyikledim yıllarca
Ebabil kanadında seyid olup çağladım
Hüseyinin gülleri kalbimizde kuruyor
Bebeler susuzluktan analara yapışmış
Yezidin uzantısı önümüzde duruyor
İhanet zincirinde hak almaya alışmış
Küfenin sokağında mersiyeler çalınır
Bu bir asrın önüne hak yolunu açmaktır
Güvercinler aklanır yamaçlarda salınır
Kerbelanın göğsüne gül yüzünü saçmaktır