//Uzaktan gelen ninni sesini, kor ateş gibi içime işleyen ana hasretini, ana kucağını, ana sıcaklığını özleyeceğim. Boğazımda kocaman bir düğüm! Ve zamanı kanatan bir haykırış, “Yokluğunda çanlar benim için çalıyor anne!”//
 
Kimsesizim, çaresizim, sensizim donuyorum
Mart karları yağıyor sırtıma
Sakın ağladığımı kimselere söyleme anam
Şimdi daha çok üşüyorum sensiz
Ellerim ayaklarım bedenim buz tuttu seni kaybedince
Meğer ben hiç büyümemişim
Yüreğimde ki kas katı buzlar eridi
Kefenini açıp alnından öpünce
Affet beni anne…
 
Seni arıyorum şimdi sararmış albümlerde ki resimlerde
Hasretle özlemle o anlamlı gözlerini öpebilsem keşke uzaklardan
Yorgunum eylül çok yordu anne,
Ekim de hep ellerim üşüdü
Kasım aldı götürdü seni benden
Avucumda üzgün bir yürek taşıyorum artık  affet beni
Hep hatalı seçimler yapmışım,  aldanmışım anne
Senin saflığını masumluğunu
O candan sevgin var ya
İşte onu arıyorum affet beni anne…
 
Herkes beni çok güçlü biliyor
Yıkılmadım bugüne kadar dimdik ayakta kaldım
Karanlık gecelerde odama kapanıp için için ağladım
Ağladığımı kimselere söyleme anne
Değerini kefenini açıp alnından öpünce anladım…
 
Hep hazan mevsimlerinde geçti sanırdım ömrümü
Ben ki eylül yorgunu
Ekim dongunu
Oysa şimdi aylardan kasım!
Meğer hüznün adı imiş, işte hüzün!
Sen yoksun ya gerçek sonbahar buymuş
Şimdi anladım, dalından düşen yapraklar gibiyim
Direnemiyorum artık ne rüzgarlara ne de gözyaşlarıma
Senin değerini beyaz örtünü açıp alnından öpünce anladım
Affet beni anam…
 
Bir anlamı olur mu bilmiyorum “seni seviyorum” ile başlayan cümleler kursam
Aslında nefret ediyorum
Kuramadığım o cümleyi yazmaktan
Ve…
Büyüdüğümü sanırdım
Oysa hiç büyümemişim yeni anladım
Sensiz bitirdiğim her cümlenin sonuna nokta koyuyorum artık…
 
Kimsesizim kaldım
Çaresizim mart karları yağıyor sırtıma
Şimdi buralar o kadar çok soğuk ki yokluğunda
Üşüyorum anne kaldım zemheri ayazında
Ateş bassa da bedenimi buz kesiyor ellerim
Dudaklarım mosmor o iki kelimeye dilim dönmez
Ağlamaktan kan çanağına dönünce gözlerim
Seni çok daha iyi anladım anam
Affet bu büyümeyen bu deli dolu çocuğu
 
Mevsimli mevsimsiz dalından düşen son yaprak gibiyim
Sürüklenip gideceğim bir oraya bir buraya
Yolum elbet düşecek sensiz Ankara’ya
Biliyorum bugün yoksun Ankara’nın puslu sokaklarında
Yarın da olmayacaksın sımsıcak ana ocağında
İşte o zaman çok koyacak sensizlik bana
Sana yakışır evlat olamadım affet beni ana…
 
Mustafa KARAAHMETOĞLU
16.11.2014

Edebiyatevi ailesine ve yönetimine teşekkür ederim.

 

( Affet Anam başlıklı yazı Mustafa Kara tarafından 16.11.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.