1
Zekânın ne olduğu ile ilgili tartışmalar yıllardan beri sürüyor olsa da
bilimsel çevreler zekâyı, kişinin zihinsel becerileri ve bilgi dağarcığını
öğrenmek, öğrenilenlerden yararlanabilmek, problem çözmek ya da toplumda değer gören
sonuçlara ulaşmak için kullanabilmesi olarak tanımlamaktadır.
Bu tanımlamaya göre zeki bir insan yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğine
sahip olup öğrendiğini değerlendiren, yeni durumlarda da yeni çözümler
getirebilen kişi olarak ifade edilmektedir.
Bu anlamda ünlü ’Binet Zeka Ölçme Testi’ni oluşturan Alfred Binet’e göre zekâ
iyi akıl yürütme, iyi hüküm verebilme ve kendi kendini aşma kapasitesidir.
Yine Alfred Binet’le birlikte Stanford-Binet- Zekâ Test’ini oluşturan Amerikan
psikolog Lewis L. Terman’a göre zekâ, soyut düşünebilme yeteneğidir.
Zekâ kapasitesine etki eden etmenler çeşitli olmakla birlikte genetiğin
tartışılmaz önemli bir yeri var.
Özellikle çocuk psikolojisi üzerinde uzman olan Dr. Atalay Yörükoğlu’na göre
zekâ temel olarak doğa vergisi bir yetenek olup doğuştan gelmekte ve büyük
ölçüde kalıtımsal etkilerle belirlenmekte.
Ancak tüm bu bulgular bir yana, en az genetik kadar önemli bir faktör de
çocukluk döneminde edinilen eğitim düzeyi, içinde yetiştiği çevresel koşullar
ve aile ya da toplum içindeki yetiştirilme şekilleridir.
Bunun yanında kendi çabalarımız, maruz kaldığımız uyaranların zenginliği ve
çeşitliliği, yetiştiğimiz aile ortamı ve ebeveynlerin genel kültür seviyesi de
zekâ düzeyimizi arttırabiliyor.
Buna rağmen akıl, zekilik ve bilgelikte doğuştan gelen zekânın tek etmen
olmayıp kendiliğinden de gelmediğini, bilgi dağarcığının ve kişisel çabaların
etkisini yadsımak ve bunların yalnızca doğuştan gelen zekâ kapasitesine
bağlamanın büyük bir yanlış olacağını hatırlatmakta fayda var .
Bu anlamda genler bir insanın IQ’sunun en çok ne kadar olabileceğine dair
sadece çerceveyi belirlemekte olup genetik alt yapımızın sınırları dışına çok
da fazla çıkamayacağımızı, büyük sıçrayışlar gözlemleyemeyeceğimizi söylemekte.
Bunun yanında genel olarak zekânın %75′i ilk dört yılda oluştuğu ve 20 yaşına
kadar gelişimini sürdürdüğü için çok erken dönemlerde eğitim görmek zekâ
gelişimi adına büyük önem taşımakta.
Bir insan sahip olabileceği en yüksek zekâ potansiyeline erişip erişemeyeceğini
ise öğrenime ne kadar erken başlayabildiği, kendi özel çabaları, çevre
etmenleri ve öğrenmede göstereceği kişisel motivasyonu belirliyor.
Bilindiği gibi çocukta zekâ normal bir düzeyde seyretse bile, erken gelişim
dönemlerinde yetersiz uyarana maruz kalması, gerekli eğitim ve öğretimin
yetersiz verilmesi, zengin uyaran içeren ortamların sunulmayışı, ebeveynlerin
ilgisinin az olması, davranış hataları nedeniyle var olan kapasitenin
kullanılamayışını mümkün kılabilmektedir.
Bireyin yaş durumuna göre çevre ve genlerin zekâsına etkisi:
IQ Üzerinde etkisi ................ Çevre......................... Genler
5 yaşında………………...........%74……...................…….%26
7 yaşında……………...........…%61…...................……….%39
10 yaşında……...........……….%46.……..................…….%54
12 yaşında………...........…….%36.…..................……….%64
Zürih’deki ETA Üniversitesi’nden psikolog Elsbeth Stern’e göre, ‘her birey
kendini en uygun şartlarda ve optimum bir şekilde yetiştirip geliştirebilme
imkanı yakalayabilseydi yetişkinlerdeki IQ düzeyindeki farklılıklar da tümüyle
kalıtsal sebeplerden olacaktı’.
KAYNAKÇA
AÇIKGÖZ, Ü. Kamile (2005). Etkili Öğrenme ve Öğretme, İzmir: Eğitim Dünyası
Yayınları
AKBOY, Rengin ve Ebru _kiz. (2007). Psikolojik Danışma Rehberlikte Çağdaş Bir
Anlayış, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
AKBOY, Rengin (1997). Eğitim Psikolojisi, İzmir: Bornova Can Ofset.
BACANLI, Hasan (2000). Gelişim ve Öğrenme, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
BAŞARAN, _. Ethem (1994). Eğitim Psikolojisi: Modern Eğitimin Psikolojik
Temelleri, Ankara: Yargıcı Matbaası.
BÜMEN, Nilay (2002). Okulda Çoklu Zekâ Kuramı, Ankara:Pegem Yayıncılık.
CÜCELOĞLU, Doğan (2004). İnsan ve Davranışı, İstanbul: Remzi Kitabevi.
DAĞ, Mehmet (1984). “İbn-i Sina’nın Psikolojisi”, iç. İbni Sina Doğumunun 1000.
Yılı Armağanı, (der. A. Sayılı), Ankara:
Ankara Türk Tarih Kurumu Basımevi, s. 319-404.
DEMİREL, Özcan (1999). Öğretme Sanatı: Planlamadan Değerlendirmeye, Ankara:
Pegem Yayıncılık.
DEMİREL, Özcan, Alper Başbay Eğitimde Çoklu Zekâ “Kuram ve Uygulama”,
DÖNMEZER, İbrahim (2003). Gelişim ve Öğrenme, İzmir: Ege Üniversitesi Basımevi.
ERGÜN, Mustafa ve Levent Çelik (1998). “Zekâ Testlerinde Son Geli_meler ve Evde
Zekâ Testi Uygulamaları”, iç. Yaşadıkça
GARDNER, Howard (2004c). Zihin Çerçeveleri: Çoklu Zekâ Kuramı, çev. Ebru Kılıç.
İstanbul: Alda Basım Yayım Dağıtım.
GOLEMAN, Daniel (2003). Duygusal Zekâ - Neden IQ’dan Daha Önemlidir?, çev. Banu
Seçkin Yüksel. İstanbul: Varlık
Yayınları.
GÜRÜN, O. A. (1991). Psikoloji Sözlülü, İstanbul: İnkilap Kitabevi.
KILIÇ, Mustafa (2004). “Öğrenmenin Doğası”, Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi,
(der. Binnur Yeşilyaprak), Ankara: PegemYayıncılık, s.141-166.
KÖKNEL, Özcan (2003). Akıl ile Düşünce Gücü, İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi.
ÖNER, Necla (1997). Türkiye’de Kullanılan Psikolojik Testler, İstanbul:
Boğaziçi Üniversitesi Matbaası.
SABAN, Ahmet (2005). Çoklu Zeka Teorisi ve Eğitim, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
SELÇUK, Z., H. Kayılı ve L. Okut (2004). Çoklu Zekâ Uygulamaları, Ankara: Nobel
Yayın Dağıtım.
TERMAN, M. Lewis ve Mauda Merrill (1944). Zekânın Ölçülmesi, çev. M. Şerif
Başoğlu. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.
YAVUZ, Kudret Eren, (2001).Eğitim öğretimde Çoklu Zeka Teorisi ve Uygulamaları,
Ankara: Özel Ceceli Okulları Yayınları.
YÖRÜKOĞLU, Atalay (2004). Zekâyı Belirleyen Etkenler, Çocuk Ruh Sağlığı, s.
106-108, İstanbul: Özgür Yayınları.