Duyulararası seviyorum seni!              
 Doyasıya...              
 Kıyasıya...                
Ölesiye...  
              
Önce gözlerinden başlamak istiyorum. Müsaden varsa başlıyorum sana.                
- Gözlerim seni bir kere görse kirpiklerim demir parmaklık olur ve seni gözlerimin ta içine hapseder. Gözlerimden çıkamazsın bir daha. Göz bebeğim olursun.               
- Nasıl olur ki?              
 -  Sana ev sahibi olan göz bahtiyar olmaz mı?   Hapsolduğun o göze ışık olmaz mısın? O zindanı saraya çevirmez misin?    
- Yusuf muyum ben zindanı nura çevireyim?               
- Yaş olsan gözlerimde kalırsın, kirpiklerime asılı. Seni düşürmemek için her şeyi yaparım.               
- Ağlamaz mısın?               
- İçe ağlarım, gözyaşlarım seni kalbime geri getirsin diye!                              

- Sesini bir kez duysam bütün seslere sağır kesilirim.               
- Ne var ki sesimde?               
- Ne yok ki! Aşk, özlem, tutku... Bütün her şey sesinde gizli... Bir konuşsan alıp götüreceksin beni, yüreğimi alt üst edeceksin.                
- Sesim o kadar güzel değil!               
- Sen konuştuğunda neyi duyduğumu çok iyi biliyorum.Cennetten gelen ulvi bir sada,kalbi ele geçiren ve titreten bir ses...                
- Bülbül müyüm gülşeni şad edeyim?               
- Güller halihazırda bekliyor, sen şakı aşkını yeter ki!   
                            
Oy sevduğum!               
Uğruna  ne hale gelduğum!               
Duyulararası sevduğ(y)um!               
Aşkına körkütük tutulduğum!                               

- Ellerini bir kez tutsam ve seni çeksem kendime...Bırakmasam bir daha... Sımsıkı, sımsıcak...               
- Ellerim soğuk benim!                
- Isıtırım ben o eli, üflerim, sıkarım, öperim bir şekilde kendime mal ederim o eli! Ben o eli bir tutsam bir daha bırakmam! Kış olsa da bırakmam, zemheri olsa da!                
- Ellerim elsiz ama!               
- Ben o elin sıcaklığıyım, sahibiyim. Uzatsan hani diyorum, şöyle arzulu bir şekilde, ellerimi saracak şekilde...Ve tutsam, koklasam, öpsem diyorum. Benim olsa!               
- El olma sakın bana, elimde ol!                
- El olmam tabi ki, elim elinde olur illa ki!               
- Ve şeyhin miyim sana el vereyim!               
- El ver ki aşkına intisap edeyim.                

Duyulararası seviyorum seni.               
Bütün olarak hazırım sevmeye seni.               
Göz göz, ses ses, el el... 
Çabuk gel!               

- Şöyle saçlarını bir koklasam var ya! Mevsim bahar olur. Etraf çiçeklerle donanır. Aklım sana dolanır sarmaşık sarmaşık.               
- Bende olurum sana aşık!               
- Saçlarının kokusu papatyadır biliyorum. İpekten daha yumuşaktır. Bir dokunsam söyle, bir okşasam saçlarını...Rabbim cennetten bir cennettir yârin saçları! Bu kadar güzellik yeryüzünde elbet bulunmaz.                
- Saçlarım sana atılan kement olsun o zaman.               
- Olsun be güzelim! Boynuma takılsın o kement. Ve  beni sana getirsin. Ömrüme dolansın beni sana kul eylesin.               
- O nasıl bir söz!               
- Aşk insana her şeyi söyletir ve yaptırır. Ben aşkımdan ne söylediğimi biliyor muyum?               
- Güzeldi cevabın.                

Seni duyulararası sevdim.               
Duyasıya...               
Doyasıya...   
( Sevduğ(y)um başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 20.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu