İYİ NÖBETLER
Ey sevgili !
Ne zaman düşsen
aklıma,
Günah kokar anılarım.
Sen,her kokladığım da, içmeden sarhoş olduğum,
Yüreğimdeki aşkın çiçeğiydin bir zamanlar.
Şimdilerde ise,
Kurak gönlümün kaktüs çiçeğisin
Her dokunduğumda yüreğime batan
Ve canımı yakan …
Uzaktasın ama ,
Sesin,nefesin acı esen bir yel gibi
Yalayarak tenimi ,dolduruyor içimdeki boşluğunu.
İşte o an dökülüyor
Kirlenmiş
kelimelerim dil ve dudağımın arasından kağıtlara:
Biraz
salyalı,biraz öfkeli,biraz hüzünlü…
Şu an portakal
çiçeği koksa da şehrimin sokakları,
Deniz bile
hırçın,kızgın yokluğuna,
Ve dalga dalga vurur gözlerime
Sanki ‘bükemediğim yüreğe’ boynu eğdiğim için öfkeli…
Oysa bir zamanlar nasılda yollar çekerdi Gönül
tespihim.
Şimdi ise,kuru bir yaprak gibi savruluyorum ,
Dilim,damağım
ayrılık kokarken,
Nefesim can çekişiyor göğüs kafesimde.
İçime çektiğim
hicâzlarım, Hüzzâm gömleklerini giyiveriyorlar.
Ah !
Yokluğunda Geceler ekiyorum ruhumun saksılarına,
Elemler büyütüyorum göz yaşlarımla
Ve acılarımı buduyorum özenle her akşam
Biliyor musun ; Gördüğüm pembe bir rüyaymış meğer,
Gözlerin pembe,
Sözlerin pembe,
Şarkıların
pembe,
Hatta ağarmış
saçlarım bile pespembe olan…
Ahh pembe dünyam benim
Kim boyadı seni siyaha söyle !
Anılarla doldurduğum zamanın pimini çekme saati geldi
işte,
Yoksa kirleneceksin yüreğimde
Ezileceksin göz kapaklarımın altında .
Belki hâlâ gönlümün,yüreğimin şehrinin sahibisin
Ama, asla !
Asla arka sokaklarımın olamayacaksın !
Yoruldum artık,
Sen uyurken ben hep nöbetteydim bu aşkın başında
Şimdi sıra sende.
Birazda ben
uyuyacağım sevgili,
iyi nöbetler
sana
İyi nöbetler…
Şafaknur YALÇIN