yer ayaklarımızı taşıyamadı artık
derin bir uçurum içine almış bizi
düşmüşüz sere serpe
zaman durmuş gözlerimizde
ne sen varsın ne ben
ne de göğün yıldızları var
lanetli bir gece ve
simsiyah bir yas var sadece
imdada gelecek dostlarımızdan yoksunuz
bağıranımız yok
haykırabilecek takatımızı almış götürmüş bir an
hiçbir şey umurumda değil şimdi
ama sen olmalıydın bu gece
yoksun ve yüz bin kişi ölmüş içimde
enkazlar altındayım
kayıbım
üstüme 17 ağustos çökmüş
oysa 18 Ağustos'du doğum günüm
bağırsam duyamazsın
paramparça olmuş zulam
betonlar altındayım
son nefeslerimde anlamsız sayıklamalar
sensizim paramparçayım
birazdan bir kepçe pençesi kalbime saplanacak
kayıplar mezarlığına gömüleceğim günbatımında
mezar taşım bile olmayacak aptal bir numaradan başka
ah
üstüme bir yaz çökmüş
sensizim
tüm herşeyin anlamı kırılmış içimde
ağustosun kaçak betonları gücümün çok üstünde
taşıyamıyorum bebeğim
son nefesimdi işte bu
yokluğa gidiyorum
ve sen yoksun enkazımızda
Servet Tuğluk
| O N D O K U Z T E M M U Z İ K İ B İ N O N B E Ş|