İNSANIN SİSTEMİ(ALLAH RIZASI)
“Melekler insanoğluna secde etti.” deriz.
Sahip olduğumuz güzellikleri meleklere benzetiriz.
-Melek gibi kız çocuğu.
-Melek gibi kadın.
-Melek gibi adam.
Bunlar çoğaltılabilir. Eğer melekler insana
secde ettiyse neden onlara özlem duyarız. Normalde onların bize özlem duyması
gerekmez mi?
Dünyada medeniyet oluşturmak istiyorsanız
sisteminizi kurmanız gerekir. Onun bunun kurduğu sistem içerisinde yaşamaya
başlarsanız sorunlar çığ gibi katlanarak büyür. Sonunda meleklerin secde ettiği
değil, iblisin bile lanet ettiği insan tipi oluverirsiniz.
Her şeyin kâinatta bir fıtratı vardır. Bir
danayı denizin içinde besleyemezsiniz, ölür. Bir balinayı çok fazla eti var,
bunu ahırda besleyip satalım diyemezsiniz, ölür.
İnsanoğlunun da bir fıtratı vardır. “Allah
rızası” dır. Bunun dışına çıktığı an
insanlıktan çıkar. O zaman ne olur. Kendine secde eden meleklere hayranlık
duymakla geçirir bütün ömrünü.
İnsanoğlunun tek bir yaradılış gayesi
vardır. Allah rızasına nail olmak. Başka hiçbir gayesi yoktur.
Değerli kardeşlerim! Bunun üzerinden bir
sistem kuralım sizinle birlikte. Bu güne kadar olan her şeyi unutup bir dünya
hayal edelim. Bu dünyada her şey Allah rızası için olsun. Allah rızasından başka
hiçbir şey düşünülmeyen bir dünya.
Çiftçi buğdayı Allah rızası için yetiştiriyor.
Değirmenci onun için öğütüyor. Fırıncı
desen oda aynı. Doktor Allah rızası için çalışıyor. Bilim, ilim adamları ona
keza, iş adamları Allah’ın rızasını kazanmak için yanıp tutuşuyor.Bunu biraz
daha ileri götürelim. İnsanların sevişmeleri Allah rızası için ve sonunda
Allah’a şükran duyuyorlar. Bunlar istediğimiz kadar çoğaltabiliriz.
Yani bu sistemde paraya yer yok. Paranın
karşılığı Allah rızası.
Böyle bir sistemde neler olur:
1)
İmanla bir arada
bulunmayan yalan ortadan kalkar.
2)
Hırsızlık, gasp,
insan öldürme ortadan kalkar.
3)
Birilerine yaranma,
yalakalık, dalkavukluk ortadan kalkar.
4)
Silahlanmaya
harcanılan paralar insanoğlunun mutluluğu için harcanır.(Dünyada silaha
harcanılan para böyle bir dünya daha besleyecek düzeyde.)
5)
Açlık, sefalet,
adaletsizlikler, adam kayırma, ihale vurgunculuğu, torpil rüşvet ortadan
kalkar.
6)
Genelevler kapatılır,
kadın araba vitrinlerinde, market girişlerinde Podyumlarda süs malzemesi olarak
kullanmaz. Çünkü kazanç diye bir şey yoktur. Kazanç Allah rızasıdır.
7)
Altın, inci,
bilezik diye bir şey olamayacağı için gençler yuvalarını rahatlıkla kurar,
haram yollara gerek kalmaz. ( Bu zihniyet malzemelerinin fiyatlarını kim belirliyor.
Bu sayede dünyadan ne kadar para ve emek sömürüldüğü hayal edersek, bu işin vahametini
iyi kavrarız.)
Bu şıkları daha da çoğaltabiliriz.
Asgari ücretin 900 TL, ev kiralarının 1500 TL olduğu bir ülkede, zenginle
fakirin arasındaki farkın 7500 kat olduğu bir ülkede para kazanmak için
nimetlerin içine bile hile hurda
karıştırıldığı bir ülkede, Din işlerinin dahi parayla yapıldığı bir ülkede
tarikat ve cemaadların bile üç kuruş sadakaya dokuz takla attığı bu ülkede,
tefeci bankaların her mahalleye taht kurduğu bu ülkede, bütün evlere faiz
iletilerinin girdiği bir ülkede kimse bana Müslümanlıktan ve insanlıktan
bahsetmesin. Buna şeytan bile gıçıyla güler.
Bu sisteme razı gelirsek, vicdanımızı
avutmak için ya şeyhlerden cennet satın almaya, peygamberin sakal tüyünden
şefaat beklemeye, rüyamızda meleklerle irtibat kurmak için hayal kurmaya,
kendimizi bu lağım çukuru sistemde temiz
kaldığımıza inandırmaya devam ederiz.
SEÇ
İKİ YOLDAN BİRİNİ
Ahmet Çiftci (çiftci baba)