Doyumsuz dağların dumansız eteklerinde zelalim
Denize vurmuş ışıksız ışkın ışıması yakamozum
ah ki tenimde sabun köpüğü kokusu busesi
mesken mi tuttun zaman bahçesini ki
titriyor şafağımdan pırıltılı zül-alim
zaman ah bu zaman
zaman ki suçlu zaman
zaman ki zamana zaman
zaman ki bırakılan zaman
zaman ki bize bırakılan zaman
zaman ki yelkovan arası akrep zaman
zaman ki umutla vuslat arası ar_afat zaman
bütün vuslat nöbetlerini geçtim
kaldım senden
sen aşk fatihi olmalısın
bense viran olmuş aşk kalesinin sefiresi
Havayı soluyor Havvaları salıyor
saklıyorum cennet bahçesinin kilidini
Havva oluyor ;
açıyorum giz bahçemi yalnızlığın kollarına
Aslı oluyor ;
güneşin batımına yazıyorum
silinmezmiş asil aslısı diye
Kerem asili haykırıyor
ölüyor ölmüyor sevdasına
Şirinliğim serçe olmuş
yüreğime kuş sesi dinletiyor
Ferhat çiğ düşmüş dağlarında
yankısını arıyor efil efil
Mecnun çöllere yağmur indiriyor
midyemin içine inci oluyor
Leyla oluyor ;
geceye saklıyorum yıldızların bereketini
Meryem oluyor ;
susuyorum aşkın sus_uz gölgesine
Yılan dişli zehri_mar oluyor
gülü kanatıyor abı_hayat sunuyor
Züleyha oluyor;
batırıyorum her gece yüreğime hançeri
Yusuf gözlüm
suyunu taşıyor altın bir tas içinde
Ademin bahçesine ıslanıyor ateşte aşk kınası
sen hangi bahçenin bağı bağbanı âdemisin ki
ateşte aşk oluyorsun
Gülay GÖKTÜRK